“Duygusal zeka, yaşamı anlamlandırmada kritik bir unsurdur.” - Daniel Goleman
Daniel Goleman, 1995 yılında duygusal zekâyı; kendini harekete geçirebilme, aksiliklere rağmen yoluna devam edebilme, dürtüleri kontrol ederek tatmini erteleyebilme, ruh hâlini düzenleyebilme, sıkıntıların düşünmeyi engellemesine izin vermeme, kendini başkasının yerine koyabilme ve umut besleme yetenekleri olarak tanımlamıştır.
Reklam
Acıların dağlanması da bireyi yenilgiye uğratan özelliktedir. Eğer baskılanma çok fazla ise, acılar dışarı sızarlar. Çevresindeki yaşamları ve bir başkasının duygularını tam anlamıyla yaşayabilme kapasitesini kaybeder kişi. Yaratıcı yanı ona acının farkındalık bölgesinde olmamasına rağmen saklanma halinde pusuya yatmış olduğunu söyler. Daniel Goleman
“Hitler’e karşı duyduğum nefret, beni hayatım boyunca şiddet ve fanatikliğe karşı savaşmak için teşvik edebilir. Benim düşünceme göre, nefretin mutlaka insanın kendisine ya da başkasına zarar verecek şekilde motive etmesi gerekmez.” Daniel Goleman
“Rahatsızlık yaratan şüphe, insanı gerçekliği yanlış algılamaya sürükler. Sadece bir tereddüt hali değildir; aynı zamanda gerçeklikten bir sapma sergiler." Daniel Goleman
bağımlılık duygusunun ‘ben’ olgusuyla, bireyle ve fenomenal gerçekliğin sağlamlığıyla ilgili olarak, çok daha zor fark edilen bir yönü vardır. Bağımlılığın bu yönü, nesneleri aslında olmadıkları bir şekilde görmemize, algılamamıza neden olur. Örneğin, nesnelerin sürekli olduklarını zannedersiniz -mesela, arkadaşlık, insanlar, sevgi, sahip olunan şeylerin, hep devamlı oldukları düşünülür- aslında öyle olmadığı çok açıktır. Böylelikle bağımlılık, kişinin nesneleri algılama biçimine olan sıkı bağlılığı (tutkunluluğu) anlamına gelir Daniel Goleman
Reklam
90 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.