Erkek sinekler, çiftleşme öncesi gözüne kestirdiği dişi sineğin yanına gider ve dişinin
ilgisini çekebilmek için etrafında dans etmeye başlar. Aslına bakarsanız bu durumun, söz konusu insan olduğunda gittiği barda kız tavlamaya çalışan bir erkeğin davranış modelinden çok da farklı olmadığını görürsünüz. Bize dans gibi görünen bu kompleks hareketleri sırasında erkek sirke sineği, aslında kanatlarının farklı titreşimleri ile bir aşk şarkısı üretmektedir. Bu sırada dişi sirke sineğinin hiçbir şey yapmadığını özellikle belirtelim.
SARAH BAARTMAN’A ŞİİR
Seni eve götürmeye geldim, hatırlar mısın bozkırı?
Yemyeşil çimeni büyük meşe ağaçlarının altındaki
Hava serindir orada güneş de yakmaz.
Bir tepenin eteğine serdim yatağını
Battaniyen çalı çırpıyla ve nane yapraklarıyla çevrili,sarı beyaz çiçeklerle kaplı
Akarsuyun şarkısı işitiliyor, çakıl taşlarının üstünden sekerek
Fransız sürrealist şair Jacques Prévert 'in (4 Şubat 1900 - 11 Nisan 1977)
Şiirler adlı seçkisini Sabahattin Eyüboğlu çevirisiyle okuduğumda, tıpkı bir zamanlar olduğu gibi, yüreğimde düşünmeye başladım. Şiir peşine düşmek oldukça güzeldir ve bir şairin kapısını aralayıp onunla bağ kurarsanız kapıyı içeriden
Abim düğün şarkı listemi sen yaz demiştir ve yazdıklarım;
-Misafir giriş şarkısı:Fire
-Düğün giriş şarkısı:Dionysus
-İlk dans şarkısı:Euphoria
-Pasta kesme şarkısı: So what
-Çifte telli şarkısı: Mic drop
-Halay şarkısı:Black swan
-Horon şarkısı:Not today
-Düğün bitiş şarkısı:Spring day
“…yaldızlı alacakaranlık dediği saatti bu, dışarıda gecenin ısırmaya hazırlandığı, içerideyse sobanın dans eden alevlerinden etrafa tatlı bir sıcaklığın yayıldığı zaman.”
"Yitip gidiyor dünya yumunca gözlerimi;
Ve doğuyor yeniden gözlerimi açınca.
(Ben kafamın içinde kurdum sanırım seni.)
Dans ederek gidiyor yıldızlar kızıl – mavi,
Acımasız karanlık ilerliyor dört nala;
Yitip gidiyor dünya yumunca gözlerimi.
Düşledim yatağına büyüyle çektiğini
Delice şakıyarak öptüğünü çılgınca.
(Ben kafamın içinde kurdum sanırım seni.)"
Bu akşam ben
Yazmak için yazacağım sadece
İyi insanlardan biri olduğum için
Ya da bir amaç uğruna değil
Siyah, beyaz, alev rengi
Ya da içimden geldiği gibi değil
Günahlarımdan kurtulmak
Geçmişi unutmak için hiç değil
Şiirde ahenk unsurlarını barındırmayanların aleyhtarı olduğum anekdotu ile başlamak istiyorum. Bilhassa da ahenk unsurlarından uzaklaşan şiirlerin dejenere olduğu kanaatinde olurum çoğu zaman. Zirâ Yahya Kemal ile Orhan Veli'nin o meşhur hadiseyle konuya girmekte pek de sakınca olmadığı kanısındayım.
Bir gün Boğaz Vapuru'nda karşılaşır
İran'lı şair Furuğ'un adını duymuştum, bir kaç şiirini okumuştum fakat bu kitap ile adeta hayatına bir pencereden baktım. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, "Esir Kuşun Şarkısı", Furuğ'un hayatının kesitlerinden ve şiirlerinden esinlenilerek yazılmış. Fakat gerçeğe çok yakın olduğunu, hayatını okudukça anlıyorsunuz.