dilan

dilan
@dantegibi
overthinking cuz it's basically all i have
Gençliğinde, daha neredeyse bir çocukken fethettiği şıklık ve seçkinlik saltanatını sürmek için sosyetede kalmıştı. Yaşlılığında tahtını savunmak için kaldı. Beyhudeydi. Tahttan indirildi. Öldüğünde hala saltanatı tekrar ele geçirmeye çalışıyordu. Augustin bu hayattan soğuyup tiksinmesine bel bağlamıştı. Ama başlangıçta kibirle beslense de tiksintiyi, küçümsemeyi, hatta can sıkıntısını alt eden, hesaba katmadığı bir güç vardı: Alışkanlık.
Reklam
Soylu bir çabayla ağırlık merkezlerini adeta kendilerinden daha yukarıda tutmadıkça en dibe düşen, yeryüzüne ait nesnelerin bu doğal eğilimi gereği, düşes sanat eserinden lüks bir objeye dönüştü.
Kendisininkini de hariç tutmadığı bütün hayatların geri geri giderek, gözlerini hayattan ayırmadan ölüme doğru ilerleyişleri evrensel bir skandaldı.

Reader Follow Recommendations

See All
Hayata öyle çok taahhütte bulunuruz ki, bir an gelir, hepsini yerine getirmeye gücümüz kalmadığını hisseder, mezarlara döneriz, ölümü, “tamamlamakta zorlanan kaderin yardımına koşan ölümü” çağırırız. Ancak ölüm hayata taahhütlerimizden bizi kurtarsa da, kendimize taahhütlerimizden, özellikle en başta gelen, layığıyla, hakkıyla yaşama taahhüdünden kurtaramaz.
Hayatınızın ancak yüce bir ilhamdan kaynaklanabilecek eserler gibi olmasını isterdiniz. Bu tür bir ilhamı inanç ve daha gibi, aşk da sağlayabilir. Oysa size bu ilhamı ölüm verecekti. Ölümde, hatta öncesinde de saklı güçler, gizli destekler, hayatta bulunmayan bir “ihsan” mevcuttur. Tıpkı sevmeye yeni başlamış aşıklar gibi, tıpkı şarkılarını söyleyen şairler gibi, hastalar da kendilerini ruhlarına daha yakın hisseder.
Reklam
Reklam
192 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.