Büyük Fransız Devrimi'nde, işçiler zafer için muazzam bir çaba harcadı ve sayısız kurban verdi. Peki bu devrimdeki politik unsurlar acaba proletaryanın çocukları mıydılar ve proletaryanın eşitlik ve özgürlük özlemleri için mi mücadele ettiler? Kesinlikle hayır. Danton, Robespierre, Camille Desmoulins ve devrimin tüm diğer "üstdüzey rahipleri", zamanın liberal burjuvazisinin temsilcileriydiler. Onlar, burjuvaziye özgü toplumsal ilişkiler için mücadele ettiler ve aslında 18. yüzyıl Fransız halk kitlelerinin devrimci idealleri olan eşitlik ve özgürlükle onların idealleri arasında hiçbir ortak nokta yoktu. Buna rağmen bu unsurlar, hem geçmişte hem de günümüzde hâlâ bu büyük devrimin liderleri olarak değerlendiriliyorlar. 1848 Fransız Devrimi'nde, sefaletinin ve yoksulluğunun üstesinden devrimle gelmeyi uman ve üç ay boyunca kahramanca çabalarını devrime adayan işçi sınıfı, devrimin liderleri tarafından vaat edilen "sosyal cumhuriyeti" elde etti mi? Hayır. İşçi sınıfı, devrimin liderlerinden yalnızca kölelik ve kitlesel katliamlar elde etti; hain liderlerine karşı ayaklanmaya teşebbüs ettiklerinde 50 bin işçi Paris'te öldürüldü.
Sayfa 28
Oda karardı. Ruhunda boşluk, hüzün vardı. Çevresindeki hayal ülkesi yıkılıyor, bir iz bırakmadan yıkılıyordu. Her şey, düş gibi, gürültüsüz, sessizce gelip geçmişti. Şimdi hayallerinin neler olduğunu bile bile anımsamıyordu. Ama içini sızlatan yeni bir duygu, kışkırtıcı bir istek belirsiz bir yığın yeni hayal çağırıyor... Küçük odada derin bir
Sayfa 25 - Varlık Yayınları - Nihal Yalaza Taluy Çevirisi(Sayfa 25-26)
Reklam
Kan
Kan ancak kan getirir; Bastille'i yaratan zihniyetin yolu bir gün mutlaka Bastille'den geçer. İhtilalin, onu bir terör esintisine ve kan gölüne dönüştürecek denli sevdalıları, Robespierre ve Danton'un akıbetlerine bakınca, hak vermemek mümkün olmuyor.
Sayfa 70 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
494 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
1789'da patlak veren fransız devriminden birkaç yıl sonrasını anlatıyor 1793 devrimi. 1789'da kralı devirerek kendini ulusal meclis daha sonra yasama meclisi ve sonrasında uzlaşma meclisi(konvansiyon) olarak ilan eden devrimin öncüleri robespierrre,danton ve marat olmuşlardır.
1793 Devrimi
1793 DevrimiVictor Hugo · Bordo Siyah Yayınları · 2007642 okunma
...nietzsche'nin üstün insana yükselme ile hitler'in alt insanına alçalma arasında seçenegin vardı. yaya-ya, diye bagırıp alt insanı seçtin. lenin'in gerçek demokratik anayasasıyla stalin'in diktatörlügü arasında seçenegin vardı. sen stalin'in diktatörlügünü seçtin. freud'un, senin ruh hastalıgının özünü aydınlatmasıyla, yine onun kültür
652 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
54 günde okudu
Julien Sorel adlı bir gencin yükselme, değişme ve aşık olma hikayesi anlatılıyor Kırmızı ve Siyah'ta. Ben heyecan dozajı daha yüksek bir kitap bekliyordum. Çünkü kitabın konusunu Julien'in kırmızı olan asker üniformalarını giymek isterken, hayatını siyahlara bürünmüş bir rahip olarak kurması olarak okumuştum. Ama askerliğe dair neredeyse hiçbir şey yok. Her şey Verrieres belediye başkanı Mösyö de Renal'in çocuklarına iyi bir eğitici bulmak istemesiyle başlar. Bundan böyle bir kerestecinin oğlu olan Julien'in hayatı değişecektir. Yolu asilzadelerin ve zenginlerin yolundan geçecektir. Ve böylece yükselme hırslarıyla dopdolu olan Julien isteklerini birer birer gerçekleştirmeye başlayacaktır. Ama hayat kime ne gösterir, kim, nereden bilebilir ki? Kitap bize 19. yüzyıl Fransa'sı hakkında bilgi de veriyor. Sizi Paris sokaklarında dolaşıyormuşsunuz gibi hissettirmiyor belki ama dönemin asilzade ve ruhban sınıfı hakkında detaylı analizler yapıyor. Size betimlemeler ve uzun diyaloglar vadetmiyor. Yoğun duygular ve derin düşünceler vadediyor. Julien kendisine hep sıfırdan başlayıp imparator olan Napoleon'u örnek almaktadır, onun gibi olmak istemektedir ancak bilmemektedir ki artık Napoleon'un dönemi çoktan geçmiştir. Fransız İhtilali'nin öncüleri olan Robespierre, Danton, Mirebau, Napoleon gibi adamlar çoktan ölmüştür ve ihtilalden sonra papazların saygı gördüğü ve adeta hüküm sürdüğü yepyeni bir düzen başlamıştır. Hırsları sonucu Julien ise bu sebeple giymek istediği kırmızı asker üniformasını bir kenara fırlatacak ve neredeyse bütün roman boyunca siyahlara bürünmüş bir şekilde dolaşacaktır. Keyifli okumalar...
Kırmızı ve Siyah
Kırmızı ve SiyahStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20229,8bin okunma
Reklam
DANTON. Julie, ben seni mezar gibi seviyorum. JULlE, başını çevirerek, Ay! DANTON Dinle! İnsanlar, mezarda sükuna kavuşulduğunu, mezarın ve sükunun aynı ma­naya geldiğini söylerler. Eğer bu böyle ise, ben senin kucağında, şimdiden toprakta yatıyorum. Sen yumuşak bir mezarsın! Dudakların ölüm çanlarıdır, sesin bu çanların ahengi, göğsün üstümdeki toprak tüm­seği, kalbin tabutumdur. KADIN Kaybettiniz!
... Neden bu fikirlerden kurtulamıyorum? Danton kanlı parmağiyle mütemadiyen orayı, hep aynı noktayı gösteriyor. Etrafına istediğim ka­dar bez sarayım, kan yine fışkırıyor. (Bir müddet du­rur.) Bilmiyorum, içimde bir şey başka bir şeyi al­datıyor. (Pencereye gider.) Gece arz üzerinde horluyor, ve ıssız bir rüya içinde yuvarlanıyor. Buğulu, şekilsiz, zorlukla düşünülebilen, günün ışığı içinde, ürkek gizlenen düşünceler, istekler şimdi birer şekle, birer kıyafete bürünüyor, rüyanın sessiz evine soku­luyor; kapıları açıyor, pencerelerden bakıyor, yarı yarıya etleşiyorlar; azalar uyku içinde geriniyor, du­daklar mırıldanıyorlar. Uyanık halimiz de uykudakinden daha aydınlık bir rüya değil mi? Biz somnambüller değil miyiz? İşlerimiz tıpkı rüyadakiler gibi, belki biraz daha vazıh, daha kati, daha muvaffakıyetli iş­ler değil mi ? Bundan dolayı bizi kim ayıplıyabilir? Ruh bir saat içinde, vücudun uyuşuk uzviyetinin bir senede yapabileceğinden daha çok düşüncelere can verir. Günah düşüncededir, düşüncenin iş haline gelip gelmemesi, vücudun ona tabi olup olmaması, bir tesadüftür.
Restorasyon'un saf polisi, Paris halkını pek "iyi gözle" görüyordu. Paris halkı, hiç de sanıldığı gibi "kötülüğü olmayan saf insanlar" değildir. Yunanistan için Atinalı neyse, Fransa için Parisli de odur. Kimse onun kadar rahat uyuyamaz, kimse onun kadar candan, havai ve tembel olamaz, kimse onun kadar unutmuş görünemez. Gene de güvenmemeli. O her türlü gevşekliğe, ihmale elverişlidir, ama işin ucunda kazanılacak şanlı bir zafer olduğu zaman öfkeyle coşuşu hayranlık uyandırır. Eline bir mızrak verin, size 10 Ağustos'u yaşatsın; bir tüfek verin, size Austerlitz'i armağan etsin. O, Napolyon'un dayanak noktası, Danton'un ilham kaynağıdır. Vatan mı söz konusu? Hemen askere yazılır. Özgürlük mü söz konusu? Hemen kaldırımları söker. Sakının! Onun öfke dolu saçları, dillere destandır; ceketi, antik çağın pelerinidir.
Sayfa 177 - İletişim Yayınları-1.CiltKitabı okudu
"Birbirimiz hakkında o kadar az şey biliyoruz ki.Birtakım kalın derili yaratıklarız,elimizi uzatıyoruz birbirimize, ama boşuna, derilerimiz sürtünüyor,hepsi o kadar." Danton
Reklam
"Yaradılışımızda bir hata olmalı, adını bilmediğimiz bir şeyler eksik bizde.Bunu da birbirimizin bağırsaklarından bulup çıkaramayacağımıza göre, ne diye vücutlarımızı deşmek zorunda kalalım?Geç canım, zavallı simyacılardan başka bir şey değiliz!" Danton
Michelet’ye göre, zindana atılmış XVI. Louis hâlâ kral olmak istiyordu. Öyleyse, yeni ilkeler Fransası’nda bir yerlerde, yenik düşmüş ilke, sırf var olmasından ve inancından aldığı güçle, bir zindanın duvarları arasında yaşıyordu. Adaletin tanrısal bağışlamayla tek ortak yanı tüm olmak ve saltık bir biçimde egemen kalmak istemesidir. Uzlaşmazlığa düştükleri andan sonra, ölümüne çarpışırlar. Hukukçu inceliklerinden yoksun olan Danton, “Kralı mahkûm etmek istemiyoruz, öldürmek istiyoruz,” der. Gerçekten de, Tanrı yadsınıyorsa, kral öldürülmelidir. Anlaşıldığına göre, Saint-Just öldürtür XVI. Louis’yi, ama, “Sanığın belki de ölmesini gerektirecek ilkeyi tanımlamak, onu yargılayan toplumu yaşatan ilkeyi tanımlamaktır,” diye haykırdığı zaman, kralı filozofların öldüreceğini ortaya koyar: Kral toplumsal sözleşme adına ölmelidir.Ama bu konu da aydınlatılmak ister.
657 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.