Sen bir intiharcısın, aslıyla birlikte kendini de yok eden bir gölgesin.
Reklam
Ben mola vermek nedir, biraz değişiklik nedir bilmem. Ben her zaman tek bir şeyim; sürekli bir özleyiş, bir kavrayış, bir coşkunluk, bir alkış...
Sizin açlıktan gözle­riniz kararıyor, onlar mide şişkinliğinden rahatsız; sizin ceketleriniz delik deşik, onların alâ sıcak pal­toları var; sizin avuçlarınızda nasirlar, onların elleri atlas gibi.Evet: siz çalışıyorsunuz onlar yan gelip yatiyorlar; evet: siz kazandınız, onlar çaldılar;...
İnsanlığı ezenleri cezalandırmak merhamettir, onları bağışlamak barbarlıktır.
Reklam
Mezarlar daha ne zamana kadar özgürlüğün ayak izleri olacak?
Reklam
Sen kendi aslını dolayısıyla kendini öldüren bir gölgeye benziyorsun, kendi kendinin katilisin sanki.
Yıldızlar pırıltılı gözyaşları gibi saçılmışlar gökyüzüne, damladıkları göz büyük acı çekiyor olmalı.
Bizim uyanıklığımız aydınlık bir rüya değil midir?
DANTON. Hayır Julie, ben seni kabir gibi seviyorum. JULIE (başını başka yere çevirir). Aa! DANTON Hayır, dinle! İnsanlar derler ki kabirde sükun vardır ve kabir ve sükunet birdir. Eğer öyleyse, ben senin kucağında bile toprağın altında sayılırım. Tatlı kabir seni, dudakların ölü çanları (ölüler için çalınan çanlar - sela vermek gibi), sesin mezar çanları, göğsün mezar tepem ve kalbin benim tabutum.
Her şeyi yutan ve gitgide daha derinleşen bir deniz gibi olmuştum.
645 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.