Her yıl bugün olur, Otuz Ağustos,
içime bir ordu havası dolar,
Başlar dimdik, gözler çelik, yüzler pos,70
Bayrak imil imi17l, geçer ordular ...
Geçer tunç adımlar, demir göğüsler,
Geçer Mehmetçikler, geçer subaylar,
Hepsinin alnında zaferden süsler,
Geçer hayalimde bir bir alaylar.
Geçer toplar, geçer atlar, yağız, al,
Geçer
Etin hakikatleri, aklın hakikatleri, imanın hakikatleri.
Birincisi, kör nefsimizin zenbereği etrafında çevrelenen ve onun tarafından idare edilen bütün iştahları,hırsları ve menfaatleri içersine alıyor. Muvaffakiyetlerimizin dünyasını çenberliyor. Kendisiyle ve kendi sayesinde kurnazlaşan insanı hayvanlarla birleştiriyor.
İkincisi, bizi aklın, tasavvurla iradenin fethettiği bir aleme
yükseltiyor. Kendi dar benliğimizden çıkarak bizi bir büyük alem yapıyor. İlmi, temaşayı, mana cevherini sunuyor. İnsanı ruh aleminin serdarı yapıyor.
Üçüncüsüne gelince, o bizi insani olan varlığımızın da üstüne yükseltiyor. Sonu olan dünyamızdan, sanki bir hamle ile, sonsuzluğa ulaştırıyor. Parça iken bütün yapıyor; fani iken ebedi kılıyor. Onun varlığıyla, yolcu iken yol, sermest iken saki, damla iken derya oluyoruz ...
"yön, yol ve kasıt, yöntem, tarz, metot"
mast. : yönelmek, kastetmek ve bir yana meyletmek.
Dilbiliminin bir alanı olarak dar manada "gramerin sentaks kısmı" anlamına gelir.
Arap dilcilere göre nahiv 2 kısma ayrılır:
1. Fiilin kökü ve çekimleri, isim ve sıfatların meydana getirilişleri, bunların çoğul ve müenneslerinin yapılışları vb. konuları ihtiva eden ve kelimelerin şekilleriyle ilgili olan ilmu's-sarf, ilmu't-tasrif, kelime bilgisidir.
2. Kelimenin sentaksı, ilmu'n-nahv, cümle bilgisi demektir.
" Ahh ne güzel bir çağdasınız. " dedi Anna. " Bu çağı İsviçre dağlarında görünen mavi renkli bir buluta benzetirim. Bulutun öte yanındaki her şey güzel görünür, sonra bulut kalkar dar bir yol ortaya çıkar. Bu yolda yürür insan... Herkes yaşamıştır bunu... "
General MacArthur’un ve Amerikan güçlerinin Japonya’da
oynadıkları yol gösterici rol Türkiye’de kısmen AB üyelik süreci
tarafından üstlenildi. Bu süreç Kürtlerin hakları dahil insan haklarını
ve sivil hakları geliştirecek reformları ve ordunun sivil konulardaki
abartılı gücünü dizginleyecek anayasa reformlarını teşvik etti.
Başlangıçta AKP
Kim Milyoner Olmak İster? Yarışmasına katılmak isterseniz size bu kitabı okumadan katılmayın derdim :) herkesin kitaplığında olması gereken, genel kültür seviyenizi yükseltecek bir kitap. Ayrıca kitap içerisindeki görsellerin her biri sanat eseri gibi özenle seçilmiş olması göz zevkinizi doyuracak.
Küresel tarihler, genellikle tek bir yazarın ve tek bir perspektifin dar açısından yazılır, bu da kaçınılmaz olarak önyargıya yol açar.
Peki, dünyanın farklı ülkelerindeki yazarlar ve vatandaşlar kendi tarihlerini nasıl görmektedirler? Bakış açılarını hangi temel olaylar ve etkiler şekillendirmiştir?
Yabancı yorumcuların görüşleri ne kadar doğrudur? Ülkelerin Tarihleri, ulusal tarihleri "İçeriden bir bakışla" anlatan ilk kitaptır. Yirmi sekiz ülkeden yirmi sekiz önde gelen yazar ve araştırmacı, kendi ulusal tarihinin düşünce ve araştırma ürünü, merak uyandırıcı ve çoğu zaman coşkulu bir tarihçesini sunuyor. Dünyamıza hem renk katan hem de onu tehlikeye atan kültürel ve siyasi farklılıkları anlamak için bu temel ulusal hikâyelerin değerini bilmeliyiz. Önemli olayları listeleyen zaman çizelgeleri ve geniş bir yelpazede itinayla seçilmiş illüstrasyonlar çeşitli ve geniş kapsamlı açıklamaları desteklemektedir. Düşünmeye yönelten bu güvenilir ve özgün kitap Modern Çağ için elzem bir başucu kitabıdır.
Abdullah b. Zübeyr ve arkadaşları Hz. Ömer'in hilafet yıllarında Medine sokaklarında yürürken: "Ömer geliyor!" diye bir ses duydular. Abdullah b. Zübeyr'in arkadaşlarının hepsi bir tarafa kaçtı. Hz. Ömer: "Arkadaşların niye kaçtı?" diye sorunca Abdullah b. Zübeyr: "Senin heybetinden korktular." dedi. "Peki sen neden kaçmadın?" diye sorunca Abdullah b. Zübeyr şu cevabı verdi: "Niye kaçayım? Yol dar mı ki sana yol açayım? Suç mu işledim ki senin karşında duramayayım? Bu yol hem sana hem bana yeter." Bunun üzerine Hz. Ömer: "Babasının oğlu!" dedi.
[İbn Asâkir, Tarîhu Medineti Dımaşk,XXVIII,165]
... neredeydi o dar, o çetin yol, neredeydi kapı? Hazırdı kendisi, bitkinlikten titreyen bedenin, ölüm acısıyla sarsılan ruhunun her çırpınışıyla bu kapıyı özlüyordu.
Yol uzun; umutsuz çıkamam yola
Zaman dar; sevdasız yürüyemem ki
Hangi aşk beslenir hazinelerden
Hangi can sığınmış paraya pula
Dirilmeye geldim, çürüyemem ki