Deli Kurt'ta Dil ve Üslup: Atsız'ın diğer tarihî romanlarında olduğu gibi bu romanda da dil son derece sade, üslup çok akıcıdır. Eserde kısa cümlelerle çok açık ve anlaşılır bir tahkiye üslubu kullanılmıştır. Tabii olarak diyaloglara da sık başvurulmuştur. Diyaloglar uzatılmaz, kısa konuşmalarla devam eder. Tasvir ve tahliller çok
1950'lerdeki kalem kavgaları: 1950'lerde Atsız'ın üç polemik yazısı vardır. "Faruk Nafize Bir İhtar” başlığını taşıyan yazı, 9 Şubat 1951 tarihli Orkun'un 19. sayısında; "Yalan” başlıklı yazı, 25 Mayıs 1951 tarihli Orkun'un 34. sayısında çıkmıştır. 1956'da da Ocak gazetesinde Nurettin Topçu'ya karşı bir
Dialoq
Necə aydın müşahidə aparaq?
Olanları bir-birindən ayıraq.
Doğru,yalnış necə rahat tanıyaq?
Çataq nura,yalnışlardan arınaq.
Deyirlər ki,insan sirli qutudu.
Sevdiğini alamayan bütün müezzinlere...
Bir trapezin durması gibi suya
İçime çok yüksek bir yerden atlar mısın leyla
Başın kaşın yarılsa diplerime çarparak
Kanın karışsa suyuma
Yerin bütün kanunlarına kusarak
Ben sana bulanayım sen bana...
Anıtkabir inşaatı 1943'te başladı ve 10 yıl sürdü. Ankara caddelerinde gerçekleştirilen ve bir önceki bölümde ayrıntılı bir şekilde anlatılan törenin ardından Anıtkabir 10 Kasım 1953'te resmi olarak açıldı. Ancak, herhangi bir inşaatın başlayabilmesi için önce müsait bir yere ve uygun bir tasarıma ihtiyaç vardı. Anıtkabir için yer
İşin garibi, yolculuklarımı ne kadar uzattıysam o kadar uzağımda kaldılar. Yolculuklar zamanı güzel geçirmenin bir yolu ve de sonlar az ya da çok belli. Oysa ben yola çıktım ve gördüm ki kafanın en basit yolculuğunun bile sonu yok. İlk adımı atıyorum ve anında yüzlerce alternatif yol çıkıyor karşıma. Bunlardan birini seçiyorum, başlamamla birlikte yüzlercesi daha beliriyor. Ne zaman niyetimi daraltmak istesem, genişletmiş oluyorum. Oysa bütün dar boğazlar, kanallar eninde sonunda beni açık denize götürüyor. İşte o zaman anlıyorum ne bitmez tükenmez bir genişliği olduğunu kafanın. Parıldayan sular ve de dünyanın boyutları aklımı karıştırıyor.