Ozan Sezer

Ozan Sezer
@daranrenas
Ben bilinçli bir karamsarım.
Kendi Çapında Bir Süper Kahraman
12 Eylül
400 okur puanı
Ağustos 2016 tarihinde katıldı
Bağa giren de bağcı kadar hırsızdır
Buradaki kanı ben dökmedim, kabil kötülükle iyilik arasında seçim yapabilirdi, eğer kötülüğü seçtiyse bunun bedelini ödeyecek, "Bağa giren de bağcı kadar hırsızdır,"dedi Kabil.
Reklam
Tanrı ile insanlar arsında var olduğunu kimilerinin ileri sürdüğü ittifak pakti, çok muhtemeldir ki, yalnızca iki hüküm içermektedir; yani, sen bize hizmet et, siz bana hizmet edin. Durumun çok değiştiği inkar edilemez.
Dökülen süte ağlamak ise yaramaz derler ama doğru değil bu, bir anlamda eğitici de, çünkü bu bize insanların bazı yaklaşımlarının ne ölçüde düşüncesiz olduğunu gösterir; şöyle ki eğer süt dökülmüşse dökülmüştür ve bezle silmekten başka birşey gelmez elden, ve eğer kabil iblisçe öldürülmüşse birisi onun yaşamını elinden aldığı içindir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Genellikle söylenenin tersine, gelecek önceden yazılıdır, ama biz bütün bunların yazılı olduğu sayfayı okumayı bilmiyoruz, dedi kabil, bu devrimci fikri nereden bulduğunu kendi kendine düşünerek, Peki bu deneyimi yaşamak için seçilmiş olmak hakkında ne düşünüyorsun?
Rüyamda gördüğüme göre, Efendi, sen bizim meyveyi yememizi istemiyordun çünkü yersek gözlerimiz açılacak ve sonunda iyiliği de kötülüğü de senin bildiğin gibi, sen, Efendi gibi, biz de bilecektik.
Reklam
Suç, ceza, adalet, nefret, ihtiras gibi insana özgü kavramlar ile savaşlar, katliamlar, cinayetler, boyun eğmeler ve isyanlar gibi insana özgü eylemler arasında gidip gelirken, İbrahim'den Nuh'a, Adem ile Havva'dan Eyüb'e, Lilith'e kadar bütün kadim şahsiyetler de beklenmedik anlarda ve yerlerde karşımıza çıkıp insanlık panoramasını tamamlıyorlar.
İnsan varlığı, bilinen bütün zamanlar boyunca davranış tarzları dikkate alındığında, yaşamı, karanlık yanlarına rağmen, ki bunlar da çoktur, güzel, büyük, muhteşem yanları ile birlikte hak etmemiştir.
Yeryüzü tamamen çürümüş ve şiddet dolu, her yanda ahlaksızlığa rastlıyorum, çünkü bütün sakinleri yanlış yola sapmış, insanların kötülüğü büyük, bütün düşünceleri ve bütün arzuları şaşmaz biçimde ve yalnızca kötülüğe yönelik.
Her şey gibi kelimelerin de kendi neden, nasıl, niçinleri vardır. Gösterişli olan kimileri tumturaklı bir havada bize seslenirler, sanki büyük işler için yaratılmış gibi kasılırlar, ama sonunda hafif bir yel bile olmadıkları, bir değirmen kanadını bile döndüremedikleri ortaya çıkar; sıradan, alışıldık, her günkü kelimeler olan diğerleri ise kimsenin öngöremeyeceği sonuçlara yol açar, bu iş için doğmamışlardır ama yine de dünyayı alt üst ederler.
“Cehennem nedir?” diye düşünürüm. Şu hükme varırım: “Sevmenin artık imkânsız olduğuna dair çekilen acıdır.” Yalan söyleyerek dünyanın öbür ucuna gidersin ama geri dönemezsin.
Reklam
Bazen bir düşünce karşısında hayretler içinde kalırsın, özellikle de insanların işledikleri günahları görünce kendi kendine “Kuvvete mi başvurmalı, yoksa alçakgönüllü bir sevgiyle mi yaklaşmalı?” diye sorarsın. Her zaman “alçakgönüllü bir sevgiyle yaklaşacağım” kararını ver. Bir kere bu kararı verirsen bütün dünyayı fethedebilirsin.
İnsanoğlu, hayvanlara karşı büyüklük taslama! Onlar günahsızdır, oysa sen azametinle üzerinde yaşadığın dünyayı kirletiyorsun ve senin kirli izlerin senden sonra da kalacaktır.
Kardeşlerim, insanların günahından korkmayın, insanı günahlar içindeyken de sevin, çünkü bu, Tanrı sevgisine benzer bir şeydir ve dünyada sevginin doruk noktasıdır.
Şimdi her yerde insan aklı, kişinin gerçek güvencesinin onun tek başına, bireysel olarak göstereceği çabayla değil, insanlığın bir bütün olmasıyla sağlanabileceğini alay edercesine anlamazlıktan gelmektedir. Ama mutlak surette bu korkunç yalnızlığın da süresi dolacak ve herkes hiç de doğal olmayan bir şekilde birbirinden koptuğunu bir anda anlayacaktır.
Şu anda, özellikle de yüzyılımızda her yerde hüküm sürmekte olan bir yalnızlık, ama henüz tamamen bitmedi ve henüz süresi dolmadı. Çünkü şimdi insanların her biri kendi suratını en ziyade ayırmaya heves ediyor, yaşamı en dolu şekliyle kendisi yaşamak istiyor. Bu arada da harcadığı bütün çabalardan dolu dolu yaşamak yerine tam anlamıyla bir intihar çıkıyor, çünkü insanlar kendi varlıklarını tam olarak belirlemek yerine tam anlamıyla yalnızlığa düşüyor.
406 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.