“Onlar benimle konuşmazsa, ben onlarla konuşurum. Zihnim bedenimden ve dünyadan milyonlarca kilometre uzakta da olsa ayağımın bastığı yerdeki her şeye hâkim olmalıyım, diye düşündüm hep. Gerçek deha budur. Farklılıkları yüzünden itilip kakılan bir geri zekâlı olmak utanç vericidir. Yapılması gereken kalabalığın arasına karışmaktır. İnsanlar arasında gömülmek. Ancak o zaman linçten kurtulabilirim. Benimkisi bir tür hastalık belki de. Yersiz bir ukalalık, bir saplantı. İki dünyaya da hâkim olma isteği. Hayale ve gerçeğe... Tabiî kabul etmeliyim ki bu tutku tamamen geçmişe ait.”