... Dârü'l-Erkam'ın sofrasına semadan Rahman Sûresi geldi. Efendimiz (sas):" Bu sûreyi Kâbe'nin karşısında hiç çekinmeden kafirlere karşı haykıracak var mı içinizde?" diye sordu. Sorunun karşısında Abdullah b. Mes'ud'un (ra) eli kalktı ama Efendimiz o zamanki talebeler arasında bedenen en zayıf o olduğu için: "Olmaz." dedi. Tekrar aynı durum yaşanınca Efendimiz kabul etti. Abdullah b. Mesud Kâbe'nin avlusuna gitti ve yüksekçe bir yere çıkarak Rahmân Suresi'ni okudu. Durumun farkına varan kafirler onu ayaklar altına alarak dövdü ama Abdullah b. Mesud bayılana kadar Rahman Suresi'ni okumaya devam etti. Kendinden geçince birkaç Müslüman tarafından Efendimiz'in huzuruna taşındı. Efendimiz onun hâlini görüp duygulandı ve:"Ben sana demedim mi, sen güç yetiremezsin!" deyince Abdullah b. Mesud:" Ya Resûlûllah! Ne olur izin ver, bir daha gideyim. Vallahi onlar ben Rahmân Suresi'ni okurken ve onlar beni tekmelerken hiç bu kadar zelil duruma düştüklerini görmemiştim." Dedi...
Sayfa 37 - Siyer Yayınları
Eğitim ve öğretimde karşılıklı sevgi işin olmazsa olmazıdır. Çünkü ancak sevdiğiniz insanı gönülden dinleyebilir ve söylediklerini gönül rahatlığı ile kabul edebilirsiniz.
Reklam
... gelince yük olacakları değil, yük alacakları`, gelince dert olacakları değil, sırtımızdaki dert yükünü paylaşacakları seç.
Her ne kadar bugün Darül Erkam ve ya Darun Nedve mekan olarak varlıklarını sürdürmüyorsalar da, bu iki yapı, Hz. Adem'in iki oğlu Habil ve Kabilden beri misyonlarını sürdürüyor, son gününe kadarda sürmeye devam edecektir. İsimlerin değişmesinin, mekanların farklılaşmasının ne ehemmiyeti var ki? Önemli olan bu evlerin bu mabedlerin yada kurumların misyonları değil midir?
Samimiyet
Samimiyet ile yoğrulan hoca- talebe ilişkilerinde başarının daha fazla ortaya çıkması pek tabidir. Çünkü yüreklerden çıkan her şey muhatabın yüreğine sirayet edecektir.
Sayfa 188 - Siyer yayınları
Sevgi
Eğitim ve öğretimde karşılıklı sevgi işin olmazsa olmazıdır. Çünkü ancak sevdiğiniz insanı gönülden dinleyebilir ve söylediklerini gönül rahatlığıyla kabul edebilirsiniz. Efendimiz(sas), bu gerçeği çok iyi kavrayan biri olarak karşılıklı sevgiyi hep gündemde tutmuş ve sevgiyi kâmil bir imanın en önemli şartı olarak onların zihinlerine âdeta nakşetmişti.
Siyer yayınları
Reklam
Güzel Örneklik
Nebevi medresenin başmuallimi olan Efendimiz(sas), her hâli ve tavrı ile sahâbesine örneklik yapmaktaydı. Söylediği ve talebelerinden istediği her şey öncelikle kendi hayatında uygulanıyor ve belki on şey yapılıyor talebelerinden ise bir şey isteniliyordu. Hâl böyle olunca tabii ki Efendimiz'in (sas) sözleri talebeler üzerinde tesir uyandırıyor; hiç kimse, avami lisan ile söylersek "Hocanın dediği yap, yaptığını yapma." gibi çekili bir durum ile karşı karşıya kalmıyordu. Onlar, "dediklerini yapan ve sadece yaptıklarını konuşan" bir hoca ile muhatap idiler. Efendimiz(sas) böyle olduğu gibi o evin tüm talebeleri de böyleydi.
Siyer yayınları
Eğer bir ev imar etmeyi konuşuyorsa eğer bir ev "Acaba insanlığı risâletin mesajı ile nasıl tanistirabiliriz? İnsanları koştukları cehennem ateşinden nasıl cevirebiliriz? İnsanları kula kul olmaktan kurtarıp Allah'a kul etmeye nasıl vardırabiliriz?" diye inliyorsa bilin ki o ev Erkam yürekli adamların evidir. Bu evin silahı; Kur'ân'dır, ilimdir, irfandır, hikmettir, kitaptır, kâlemdir, seccadedir, gözyaşıdır, merhamettir, sevgidir, müsamahadır, duadır... Bu ev; adı ve yapısı ne olursa olsun Dârü'l-Erkam'dır. Eğer bir ev imha etmeyi konuşuyorsa eğer bir ev "Hak ve hakikat adına mücadele veren su sesi acaba nasıl kısabiliriz? İnsanların nezdinde itibar gören şu adamlara olan güveni nasıl sarsabiliriz? Hakkın yükselen değerini alçaltıp bize sorgusuz sualsiz akan muslukların devamını nasıl saglayabiliriz ? Meşru ya da gayrimeşru ayrımı yapmadan elde ettiğimiz bu imkânları nasıl çoğaltabiliriz?" diye kıvranıp duruyorsa bilin ki o ev, Ebû Cehil ve Ebû Leheb ruhunun yaşatıldığı evlerdir. Bu ev adı ve yapısı ne olursa olsun Dârü'n-Nedve'dir.
Siyer yayınları
Dârü'l Erkam olmaya aday evlerin azıkları Kur'an'dır,ilimdir,irfandir,hikmettir,seccadedir, gözyaşıdır, merhamettir,sevgidir. Bu ev inşa olmayı ve inşa etmeyi düşünür. Bu evin sakinleri boş işlerin değil, ulvi işlerin sevdalılarıdır.
Şimdi biz Darü'l Erkam'ı anlamaya çalışırken diyoruz ki bu evin azıkları iman, Kur'an, namaz, ilim, gözyaşı, ahlak ve adalettir. Eğer bir evde bunlar varsa, o ev Darü'l Erkam'ın şubesidir. Yok eğer bir evde şer, küfür, günah, dedikodu, gıybet, yalan, iftira varsa, o ev de Darü'n- Nedve'nin şubesidir. Dolayısıyla bir yerin hangi evin şubesi olduğunu ortaya koyacak şey isimlerinden ziyade o evin azıklarıdır.
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Tabiat boşluk kaldırmaz,sizin boş bıraktığınız yeri birileri dolduracaktır.Eğer evleriniz Darü'n Nedve olursa ne olur biliyor musunuz? Artık evlerinizde bereket adına hiçbir şey durmaz ve böyle evlerde iki cihan saadetini sağlayacak herhangi bir zemin de kalmaz.
Sayfa 203Kitabı okudu
Eğitim
Efendimiz 'in Erkam'in evinde eğitmeye başladığı bu altın nesle verdiği şahsiyet eğitiminin 3 mühim basamaktan oluştuğunu görürüz: 1-Sağlam bir akide 2- Aklî eğitim 3- Ruhi eğitim
Erkam, inşa olmayı ve İnşa etmeyi düşünürken Nedve, imha olmayı imha etmeyi düşünür. O halde bulunduğumuz yerin kimin dar'ı/evi olduğunu iyice gözden geçirmeliyiz. ya Erkam'ın safındayızdır ya da nedve'nin. Ben yokum diyen de aslında "ben Daru'n Nedve'nin talebesiyim ona hizmet etmekteyim "demektedir. Çünkü Darül-Erkamların olmayışı demek, Darün-Nedvelerin varlıklarını devam ettirmeleri demektir.
Daru'l Erkâm olmaya aday evlerin azıkları; Kur'an'dır, ilimdir, irfandır, hikmettir, seccadedir, gözyaşıdır, merhamettir, sevgidir.
Sayfa 206Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.