Günümüzde çiftlikler gezenenimizin dört bir yanından toplanmış evcilleştirilmiş hayvanların bir arada bulunduğu hayvanat bahçelerine dönüşmüştür. Hayvanları dünyanın her köşesine nakledip, sütlerini sağıp, öyle yerleşik bir kalıba soktuk ki domuzlar ve köpekler gibi birbirinden çok farklı hayvan türlerini, alacalı kürkler ve sarkık kulaklarla insanlar tarafından yeniden yaratıldıklarını gösterecek şekilde damgalayan evcilleştirme sendromunun ortaya çıkmasına neden olduk. Evcilleştirme sendromunun neden olduğu tekdüzeliğe rağmen, çiftliklerde ve bahçelerde yetiştirilen sayısız bitki türünü de hesaba kattığımızda insanın beslenme düzenini en iyi tanımlayan kelimenin "çeşitlilik" olacağına şüphe yoktur. Bunun en iyi göstergesi de yediğimiz sebze türlerinin çeşitliliğidir.
Reklam
Wrangham yiyeceklerin pişirilmesinin, büyük bir beynin ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlayarak bizi insan yaptığını öne sürer. . . . Beyin enerji açlığı çeken bir organdır. İnsan beyni vücut ağırlığının yaklaşık yüzde 2'sini oluşturur ancak dinlenme halindeyken vücudun tükettiği enerjinin yüzde 20'sini kullanır. . . Ağırlık esas alınarak değerlendirildiğinde bağırsaklar da beyin kadar enerji açlığı çeker ancak beyinlerimiz bizim boyutlarımızdaki primatların normalde sahip olduklarına oranla çok daha büyük olsa da, bağırsaklarımız çok daha küçüktür. Evrim bağırsaklarımıza harcanan enerjiden tasarruf ederek büyüyen beyinlerimize savurganlık yapacak kadar enerji kaynağı ayırmıştır. Wrangham'ın hipotezi yiyeceklerimizi pişirmenin, besin maddelerinin enerji değerini arttırarak, ufak ebatlı bağırsaklarımızın beynimizin evrimi için gerekli enerjinin sağlanmasını mümkün kıldığını ileri sürer.
5 milyon yıl önce, atalarımız muhtemelen çoğunlukla vejetaryendi. 3,3 milyon yıl önce taştan aletler yapıyor ve et yiyor, 1 milyon yıl ya da belki daha uzun bir süre önce yemeklerini pişiriyorlardı. Tarihte yaşanan bu gelişmelerden, evrimin yol açtığı değişimlerin yavaşça meydana geldiğini ve alet üretmekle yemek pişirmek gibi yeni ve bize özgü sandığımız bazı alışkanlıklarımızın aslında hominin soyuna dayanan derin kökleri olduğunu öğreniyoruz. Türümüz çok yakın zamanda ortaya çıkmış olsa da hominin soyunun kökenleri kadim çağlara dayanır.
Tohumlar bitkilerin yavruları için ayırdıkları, ancak bizim kendi çıkarlarımız için talan ettiğimiz besin stoklarıdır. Bu bizi yetiştirdiğimiz tarım ürünlerinin paraziti yapar.
Sayfa 62 - Kolektif kitapKitabı okudu
293 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Darwinle akşam yemeği kitabı iki yönlü olarak beslenmenin insan doğası ve evrimi üzerine nasıl bir etkisi olduğunu (açlıkla oluşan göçler gibi) diğer yandan da insanın bitki ve hayvanlar üzerinde nasıl bir yapay seçilim yaptığını anlatıyor. Bunu da oldukça tatlı ve akıcı dille anlatmayı başarabilmiş. Konuya ilgisi olanlara tavsiye edilebilecek bir kitap.
Darwin'le Akşam Yemeği
Darwin'le Akşam YemeğiJonathan Silvertown · Kolektif Kitap · 2018185 okunma
Reklam
168 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.