Hakan

Sinema, Baudelaire' cı flaneur'ün bakışıyla bütünüyle örtüşür ve onunla aynı belirsizliği paylaşır. O, kendi tekniğiyle, sürekli akıştaki ve çerçevelerin süreksizliğindeki bir anlam birliğine "binmeye" çalışır. O, bir açıdan, görsel deneyimin süreğen geçiciliğini yansıtır; bir yandan da, bütün olanaklarıyla, izlenimlerin hızlı akışından bir anlam çıkarmaya ve kendi araçlarıyla onlara çözüm bulmaya çalışır. Her film, bir an sonra görünmezliğe düşen çerçevenin hareketinden oluşur; montaj , çeşitli yollardan onların geçici niteliğini dengeleyen bir ilişkiler, geri dönüşler, kesmeler ve anlatılar dizgesiyle iç içe geçirerek onları korumaya çalışır: "Filmin yeni ve acil bir uyaran ihtiyacını karşılayacağı gün geldi. Dağınık algı, filmde yapısal bir ilke olarak ortaya çıkar. Seri üretimin ritmini belirleyen şey, filmde alımlamanın ritmini koşullar. "
Reklam
Ötedeki o ise, Mönchsberg’in taşlı basamaklarından aşağıya yürüdü, Çehresinde mavi bir gülümseme, daha sessiz çocukluk çağı içinde Tuhaf biçimde kozalaştı ve öldü. [Je­ner aber ging die ste­iner­nen Stu­fen des Mönchs­bergs hi­nab, Ein blaues Lächeln im Antlitz und seltsam verpuppt In seine stillere Kindheit und starb.] Bu şiir, “Vaktinden-Önce-Ölen’e / An einen Frühverstorbenen” (135) başlığını taşımaktadır. O vaktinden-öncelik içine ölmüştür. Bu sebeple ona, “körpe ceset / der zarte Leichnam” (105, 146 vb.) denmektedir: yaban›n her şeyi yakıp kavuran niteliklerini sessizce koruyan o çocukluk çağına kefenlenmiş olarak. Vakitsizce ölen, bu sebeple, “soğukluğun karanlık sureti / die dunkle Gestalt der Kühle” olarak görünür
“Şiir bir blok, bölünmez bir bireşim olarak ortaya çıkar. (...) Burada şiirin temel, en önemli gereğine geliyoruz: Şiir, şiir olarak ancak en uzun süreleri sanatın “sonsuz şimdiki zaman”ına bağlamak, hareketli bir geleceği zamandışı biçimler içinde dondurmak koşuluyla -bu yolla da müzik biçiminin gerekleriyle birleşerek- var olabilir.”Eğer bu tümceler kusursuz bir saydamlık içermiyorsa, bunların hangi dil gerçekliklerini kapsadıklarını öğrenmek istersek bu özel zamandışılığın iki dizi yöntemin ortak paydası olduğunu öğreniriz. Birincisinin çıkış noktasında, şimdi yok olan uyak ve dizeme geçerliliklerini kazandıran ilke bulunur: “Yapıtın gerçek zamanına ritmik bir yapıyı” dayatan, yinelemedir. İkinci durumda, zamanı askıya almaktan çok, gerek farklı anların iç içe geçmesi gerekse mantıksal kategorilerin yıkılması yoluyla bu zaman yok edilir

Reader Follow Recommendations

See All
Rüya, bilginin kaynağı olarak, düşünmenin kabuk bağlamış yüzeyi karşısında, kurallara uygun düzenlenmemiş deneyimin bir aracı olur. Yansıma, çoğu kez suni olarak uzak tutulur; şeylerin fizyonomisi yapay ışık kaynaklarına teslim edilir. Bunun sebebi düşünür Benjamin'in aklı önemsememesi değil, dünyanın insanları vazgeçirmeye çalıştığı "dü­şünme"yi çilecilikle tekrar yaratabileceğini ummasıdır. Doğal olanın gücünü elinden almak için, abes olan doğalmış gibi sunulur.
Ama Bresson, her durumda, birbirleriyle bağlantısız küçük mekân parçacıklarından önceden belirlenmemiş mekân yaratan ilk sinemacıdır. Ve şunu söylemeliyim: Her yaratımın sınırında, ufkunda mutlaka mekân-zamanlar vardır. İşte Bresson’un hareket-süre blokları da bu tür bir mekâna doğru yönelirler.Öyleyse soru şu: Bu görsel küçük mekânparçacıklarını önceden belirlenmediği halde birbirlerine bağlayan nedir? İşte Bresson'da ellerin rolü burdan geliyor: Kenardaki el. Ama bu bir kuram değildir. Felsefe de değildir. Şunu söylüyorum: Bresson'daki mekân tipi kenardaki elin sinematografik bir değer kazanışıdır. Bresson mekânlarının parçalarının birleştirilmesi - bunlar bağlantısız küçük mekân parçacıkları olduğundan - ancak el ile yapılabilir. İşte Bresson’da elin yüceltilmesi bundandır. Böylelikle, Bresson’un hareket-uzam bloğu (bloc d’etendue/mouvement), elin doğrudan ortaya çıkan rolünü, bu yaratıcıya ve bu mekâna özgü bir özellik olarak kabul eder. Bir mekân parçacığını somut olarak diğeriyle elden daha iyi birleştirecek bir şey yoktur. Kuşkusuz, Bresson sinemaya dokunma ve temas değerlerini yeniden sokan en büyük sinemacıdır. Yalnızca elleri hayranlık verici bir şekilde görüntülemeyi bildiği için değil. Eğer elleri hayranlık verici bir şekilde görüntülemeyi biliyorsa, bu onlara ihtiyacı olduğundandır. Bir yaratıcı zevk için çalışan biri değildir. Bir yaratıcı mutlaka ihtiyaç duyduğu şeyi yaratandır.
Reklam
Reklam
1,209 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.