Tahtalıköyden mektuplar
SAHTE KAHRAMANLARIN ALÂMET-İ FARİKASI ve SIĞLIK...
- "Necip Fazıl’ın derinlik boyutunu ortadan kaldırır, şahsiyet çizgilerini de karikatürvârî abartırsan, Kadir Mısıroğlu’nu elde edersin. Müşahhas yerine sığlık, fikriyat yerine nutuk, sanat yerine sansasyon, haysiyet yerine de kibir koydun mu, eski Üstad öldü, yaşasın yeni Üstad (!) Kadir Mısıroğlu. Temel hareket noktalarının tümünü Üstad’dan
Kör nefsi emmareme!!!
Bu fotoğrafı, bu babayı ömrüm boyunca hiç unutmayacağım😥 bu teslimiyet, bu iman ve bizlerdeki kör olan kalp kör vicdan sızlamayan yürek... Bunların hesabı bize sorulduğunda verecek cevabım yok biz sessiz kaldık kardeşlerimize karşı ve halen bu dava bizim davamız değil filistin sorunumuz değil diyenler. Hepimizden sorulacak mescidi aksa davası müslüman kardeşlerimizin hesabı. Yüreğim artık dayanmıyor biz kimin ümmeti olduğumuzu unuttuk bu ayıp hepimize yeter😥😥
BİR DURUŞ BİR DAVA!
Bir duruşu olmalı insanın.
Bir bakışı,
Bir anlayışı,
Bir aşkı,
Bir davası olmalı!
Cahit Zarifoğlu
“bir kavga var; verilir.
bir dava var; görülür.
bir yarım kalmışlık var; nasıl tam edilir?”
Bu davada yürürken en önemli noktalardan biri de daima yarınlara bakmak. Bu yol arkaya bakmakla kaybedilen zamanı kaldırmıyor. Düşsen de yarınlara bakacaksın. Ki kalkabilesin. Yürürken azık ihtiyacın olacak. O azıklar da İmtihanların. Elbette dinlenmeye ihtiyaç duyacaksın. Ben yorulduğumda soluklanmak için dava kardeşlerimin kalplerini kullanıyorum. Sıcacık ve tertemiz. Ne zaman o kalplerde dinlendirsem gönlümü nefessiz bırakma Allahım diye dua ederim. Bazen de sırtını yasladığın dağların yıkılacak. O enkazlardan kalkmayı bileceksin. Çok zor olacak ama olacak. Olmak zorunda. Çünkü sen bu davayı tercih ettiğinde sen olmak kıyafetini çıkarıp biz olmak kıyafetini giymeyi tercih etmiştin bile. Tek kişilik bir hayatın yok ki kendi kararların olsun. Dava insanı tercihinden vazgeçmekten titreyeceksin yolda bırakanlardan olmamak için. Bırakılan olmak mı? Ne demiştim en başta daima yarınlara bakacaksın. Bakma o tarafa.