Karakışı buz gibi soğuk sokaklarda geçirmek zorunda olanların derdini, sıcak odalarda dijital dokunuşlar vasıtasıyla paylaşmaya çalışıyoruz. Üzerine bombalar yağdırılan çaresiz çocukların kişi başına düşen utancını azıcık hafifletebilmek adına içimizde öfke biriktiriyor, zalimleri sözlerimizle yaralamaya çalışıyoruz. Çevreye karşı duyarlılığımızı
Yirmi dört yıl önce mahkemede Marksist olduğumu haykırdım. Bu, ümitsizlikten doğan bir isyandı. Bir nevi meydan okuyuş. O yalnızlık içinde bir şey olmak ihtiyacı. Yılları çeşitli “humiliation”lar içinde geçen, kucağında yaşadığı cemiyette hep yabancı muamelesi gören, bazen Türk, bazen şehirli, bazen insan olduğu için envai hakarete uğrayan
Reklam
Çok tanıdik değil mi?
İngiltere’de her yıl azımsanmayacak sayıda insan, faytonların, omnibüslerin, trenlerin altında kalarak can veriyor; her gün kocaman, siyah cenaze arabaları, mezarlıklara, İngiliz, Hollanda, Belçika çiçeklerinden örülmüş çelenkler ve her tarafı kapatılmış cenazeler taşıyor. Yaşayanlar bu düzenli “tasfiye”ye karşı tamamen ilgisizlerdi. ‘Times’ küçük
Sayfa 182Kitabı okudu
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
TUTUKLANDINIZ
YouTube kitap kanalımda Kafka'nın hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/VC6JxCLzwNI 18 Şubat 2017 tarihli incelemem : Paranoyaklık üst seviyede! Geliyor birileri sabah hiçbir şey yokken kapınızı çalıyor. Aa yoksa siz ayakkabı aldınız da kargonuzun geldiğini falan mı sandınız? Yok
Dava
DavaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202153.7k okunma
Ana soru şu; Bu ülkenin siyasetçilerinin tamamı, siyasi partilerinin tamamı,aydınlarının tamamı, sanatçılarının tamamı, bakanları, başbakanları, cumhurbaşkanları karşı karşıya olduğumuz sorunun etnik bölücülüğe dayalı siyasi bir proje olduğunu, biliyor ve kabul ediyormu? Şiddetin, bir insanı öldürmenin, öğretmen öldürmenin, imam, korucu, gazeteci, asker öldürmenin bozulmuş bir psikolojinin sonucu olmadığını, aksine bilinçli olarak seçilmiş hedefler olarak bu saldırıların akıllıca yapıldığını biliyorlarmı? Biliyorlarsa, neden bu sorun etnik bölücü terör örgütü diye isimlendirilmiyor da Güneydoğu sorunu Kürt Sorunu veya Geri Kalmışlık sorunu olarak adlandırılıyor? Eğer terörle mücadele topyekün devlet organlarının, siyasi iktidarın,siyasi partilerin, entellektüellerin, sanatçıların ve de güvenlik güçlerinin mücadelesi ile ortadan kaldırılıcaksa, daha hastalığın teşhisinde neden bir araya gelemiyoruz? Kendi Kendimize şu soruyu soralım; Bölücü terör yaşamsal, yani varlığımıza ülke ve millet bütünlüğünü parçalamaya yönelik bir tehdit mi, değil mi? Eğer yaşamsal bir tehdit diyorsanız, alacağınız tedbirler farklıdır. Burada kişi düşünceleri arasında farklılıklar olabilir, ancak siyasi iktidarlar, Cumhurbaşkanı, güvenlik kuvvetleri ve yargı başta olmak üzere diğer devlet kurumları arasında ciddi değerlendirme farklılıkları varsa, mücadelede başarılı olunabilir mi? Diğer bir ifade ile bu sorun milli bir dava haline getirilip, millete mal edildi mi?
Sayfa 62 - Pozitif YayınlarıKitabı okuyor
Bu ülkede, gerçek anlamda yozlaşmış kültürel birikimsizliğini zavallı bir üslupla satmaya çalışan,adeta mutasyona uğramış söylemleriyle, söylediği şeyi ancak kendisi anlayabilecek çapsızlıkta,edepten uzak, potansiyelsiz,sokak ağzı ile dava adamı olma çabasıyla varlık gösterme gayreti içinde olan ve varlığı egodan ibaret olan yeni jenerasyonun insansılarıyla cehalet üzerine savaşmak elzemdir! Yığınlarla gelen cehaletin istilası altında gibi ülke.Bu, aynı zamanda ürkütücü olan, zavallı çabaların acınası hallerine şahit olmak insanı acıtıyor haliyle..
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.