Aleyhine de olsa
Sığmadım.. Sığamadım.. Bazen.. Kendime bile.. Fazla geldim.. Tarafsız.. Mahkemeler kurdum.. Düşüncelerimde..
Türkiye'de alışılmışın aksine çok hızlı ilerliyordu dava. Mahkeme Başkanı, önceki duruşma talep edilen ve gelen belgeleri okudu. Porno CD'ler hakkındaki bilirkişi raporu mahkemeye ulaşmıştı. Veri Inceleme Uzman Polis Memuru Murat Konca tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda telefonlar, Harddisk, hafıza kartının incelenmesinde "hile kullanarak organ sokmak suretiyle cinsel saldırı suçu" ile ilgili olarak herhangi bir veriye rastlanılmadığı yazıyordu. Bilirkişi Muhittin Korkmaz tarafından düzenlenen 26.10.2011 tarihli bilirkişi raporunda ise 7 ve 8 numaralı DVD'lerde 13 adet film bulunduğu anlatıldı. Bir filmde hayvan pornosu vardı. 6 film ise çocuk pornosuydu. Ayrıca 3 porno film bulunuyordu. Bilirkişi ayrıca sanık tarafından cep telefonuyla kaydedildiği düşünülen ancak yüzü görünmediği için kanıtlanamayacak bir cinsel ilişki görüntüsünün CD'lerde bulunduğunu belirtti. Raporda şöyle denildi: "FATİHHHHH003 001 isimli filmin 'Oh işte öyle tavaf et' dediğinden dolayı muhtemelen davalı tarafından cep telefonu ile çekildiği, filmi çeken şahsın yüzünün görünmediği, çekimin çok kötü olması nedeniyle de diğer şahsın erkek mi kadın mı belli olmadığı…"
Sayfa 146 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Çünkü hiçbir kazanç başkasına zarar vermeden sağlanamaz...Çiftçi buğdayın pahalanmasından, hukukçu insanların davalı olmasından kâr sağlar."
"yarının hiçlik olması tehdidiyle mutlu olamam ve olmayacağım. derin bir hakaret bu... bu yüzden, beni acı çekmem ve yok olmam için, fikrimi sormadan ve küstahça var eden bu doğayı; su götürmez davacı, savcı ve davalı rolümle, kendimle birlikte mahkûm ediyorum... doğayı yok edemediğim için de, sadece kendimi yok ediyorum, hiçbir suçlunun bulunmadığı bir tiranlığa katlanmaktan bezmiş olarak..."
Sayfa 29 - everest yayınlarıKitabı okudu
Huzurdaki davaya konu hukuksuz işlemi ihdas eden davalı idare belli ki DEVLET ile HÜKÜMET arasında kavram kargaşası yaşamaktadır. Hiçbir devlet memuru HÜKÜMETİ desteklemekle mükellef değildir. Bilakis devlete sadakat, hükümette bulunan siyasi partiye karşı da "yandaş” değil bilakis tarafsız olmayı gerektirir.
Sayfa 152 - Av. Sera KadıgilKitabı okudu
Birinin ömrünün büyük bölümünü mahkemelerde davalı ya da davacı olarak geçirmekle kalmayıp adaletsizlik yapmakta usta olduğunu, cezadan kaçmak için her tür hile ve dolandırıcılık yapmakta becerikli olduğunu söyleyerek övünmesi rezil bir şey değil mi? Yargıca gereksiniminin bile olmayacağı, daha güzel, daha iyi bir yaşam kurabileceğinden haberi bile yok.
Reklam
Bilememek. Beklemek. Hükmü duymak üzere olan bir davalı gibi.
Zamanın Keşfi
Dostlarım, mimarlık, iki kozmik ilkeye davalı büyük bir sanattır: güzellik ve yararlılık. Bunlar da daha geniş bir anlamda, üç ebedi varlığın parçalarıdır. O üç varlık, gerçek, sevgi ve güzelliktir. Gerçek, sanatımızın geleneklerine bağlılık demektir, sevgi, hizmet edeceğimiz insanzları duyduğumuzdur, güzellik... Ah, güzellik de tüm sanatçıların tutkunu olduğu bir tanrıçadır... İster güzel bir kadın, ister güzel bir bina biçiminde olsun... Hımm... Evet... Sonuç olarak, mimarlık hayatına atılmak üzere olan sizlere bir tek şey söylemek istiyorum, sizler artık kutsal bir mirasın muhafızlarısınız... Hımm.... Evet... Böylece dünyaya, o üç ebedi varlıkla, cesaret ve vizyonla donanmış olarak, bu büyük okulun uzun yıllar boyunca temsil ettiği standartlara sadık kalarak çıkın. Hepiniz sadakatle hizmet edin, ne geçmişin kölesi olun ne de sırf orijinal olmak için orijinalliği savunan serüvencilerden olun. O yol yalnızca cahil bir gururu temsil eder. Size nice zengin, faal yıllar dilerim. Bu dünyadan ayrılırken de zamanın kumları üzerinde bir iziniz kalsın!"
Sayfa 36 - Pegasus
Olumsuz Sicil...
Emekli Teğmen Nazım Ata’nın karşılaştığı işlemler de oldukça ilginçtir. Nazım Ata, Ankara’da 28’inci Tümen’de görevliyken, bazı “sayın muhbir vatandaşlar” tarafından ihbar edilir. Devir 12 Mart devridir. Genç teğmen, hemen tutuklanır. Suçluların arasında ikisi çok ilginçtir. Birisi “sosyalist düzende müteahhitliğin bulunmadığını” söylemesi, ikinci
Reklam
408 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
44 günlük Vətən Müharibəsindən sonra yazılan kitab məni özünə çəkdi. Səbəb güclü detektiv motivləri yox real müharibə səhnələri idi. Düzdür hərdən bu reallıq fantastikaya çevrilir amma Azərbaycan oxucusunun "davalı" kitablara olan marağını nəzərə alsaq, sevdim :)
Alternativ Əməliyyat
Alternativ ƏməliyyatElxan Elatlı · Teas Press · 0139 okunma
Cehennemi sırtlamışım buram buram yanık kokusu sinmiş mevtalara Dizlerimde devasa kütükler Engel oluyorlar yol almama Donmak üzere gelen uyku ağırlığı Ciğerlerime dolacak havaya davalı Geç kaldığın için pişman olma Dövünmelerin eşlik ederken dönüşlerine Yol aldıracak adımların Bir çaresiz bakışa esir ettim düşüncelerimi İz bilmez yol sormaz bir kervana takılmış akıllarım Nedenli nedensiz savunmalarla harp etmiş Bir sol anahtarında katlimi anımsadım Döken bir kanın mavisinde yıkandığım elametler Sarmaz mıydı kesikten bir yalnızlığı Diyetini ödediğim her bir adımın İsmini şah damarıma kazıdım Engebeden yorulmuş dizlerim Ne hasletler yükledim kederime ağır gelmekte soluklarım Sade bir yaşantının süsüne aldanmışım Heyhat dövünmelerim sabır... 23/3/2024 Pınar PEKĞÖZ
Hiç mi sabah görmedik yani ! Böyle yeşil gökyüzü mü olurmuş ! O karpuzu hangi dürzü astı oraya ?.. Vur bıçağı , bakma yaşın gözüne ! Çal bıçağı parmaklıklar arasından Ki yarılsın çil çubuklu -kabuğu Çatırdıya çatırdıya !.. Vur pençe-i Ali'deki şemşir aşkına ! Vur ki çıksın, Çıksın gayri ortaya Kuyu- yeşil hapislere sığmayan, Kan-davalı , Delikanlı Kızılbaş !..
Can Yücel
Can Yücel
Herkese kırgın, herkesle davalı, kanlı bıçaklı. Hiç kimseye borçlu değil, herkesten alacaklı. Dilinin ucunda da altında hep aynı soru: "Niye?" Ne yatıştırır bu ruhun sızısını, bu bedenin acısını ne dindirir? Bu öfkeyi ne sakinleştirir? Demek doğru değildi acıyı sadece çekenden sormak gerektiği.
Sayfa 159 - Timaş Yayınları
Tecavüz davalarının çoğunda davalı suçlu bulunmaz. Tecavüzlerin çoğu da davaya konu olmaz, hatta bildirilmez bile. Bunun sebebi, çoğu insanın, tecavüzü "adamlar tahrik olunca kendilerine hakim olamaz" ve "kadın hayır dese de aslında ister" gibi kültürel efsaneler ve kalıp yargılar yüzünden karanlık bir sokakta bıçak zoruyla yaşanmadığı müddetçe "gerçek" saymamasıdır. Bu efsaneler insanların faili değil de kurbanı suçlamaya bahane aramasına da yol açar.
Sayfa 100Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.