Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
280 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Zavallı Küçük Moruk
<< bu da geçer >> "Zavallı Küçük Moruk" ya da "yetimcik"işte anne ve babasının ölümünden sonra evine sığındığı amcası tarafından taklan isimler buydu Evsei Klimkof'a.Severdi amcası Evsei'yi tabi bu durumu karısı ve baş belası oğlu Jakov'dan saklamak zorundaydı zavallı demirci. Kendini toparlayıp el işinde çalışacağı yaşa gelene kadar amcası ona bakıp göz kulak oldu.Ama yine de Jakov'un dayaklarından pek de koruyamadı küçük yetimciği.O zamanlar nerden bilebilidi ki günün birinde Jakovla yeniden yolları kesişecek ve ondan bir şekilde intikamını alacak. Evsei'nin en sevdiği şey amcasını demir döverken,çalışırken izlemekti hem ara sıra da olsa amcası kendi aklının yettiği kadar ona akıl verir az çok sohbet ederdi. Bu yüzden amcasını çok severdi.Günler böyle geldi geçti ve artık Evsei 'ye yol göründü ki aile de bunu istiyordu.Amcası bir gün onun elinden tutup şehre bir kitapçının yanında çalışması için işe verdi.Yapması gerekenler çok basitti.Köhne dükkanı ve patronun odasını temizlemek,kitapları tasniflemek ve dinlemek.Hatta sadece patronunu değil etrafı ,olanı biteni sessizce dinlemek, takipte kalmak ve öğrendiği her şeyi yaşlı kitapcıya harfi harfiyen aktarmak yani bir nevi casusuluk.İşte Evsei evrileceği mesleğe yaşlı kitapçının emri ile biraz da ruhuna çocukluktan işleyen o korku ile başlamış oldu.Önce kitapçının gözü kulağı oldu sonra da ... Devamı : readerathome.blogspot.com/2024/04/casus-m...
Casus
CasusMaksim Gorki · May Yayınları · 1979440 okunma
Şirin Öğretmen'i, hastanedeyken yapılan bir haberle tanıdık: Sekiz yerinden bıçaklanmış ağır yaralı yatarken, fail serbest bırakılmıştı. Şirin Öğretmen, korunma hakkını kullanabilmek için, "Asla yalnız yürümeyeceksin" diyerek onun yanında yer alan Platform, iki çocuğu ve kendi ailesiyle birlikte uzun, zor ve sabır gerektiren bir
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
183 syf.
·
Puan vermedi
·
9 saatte okudu
Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey... . . + Biliyor musun Portuga ben insanları öldürüyorum. - Nasıl Zézé? + Onları unutarak... . . Merhabalar sevgili kitap dostlarım Zezé ile
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022229,3bin okunma
Yuva kuralım başımızı sokacak bir yer olsun deyip çamura batanlar, cehennem gibi hayatlarında karınları doyuyor diye her türlü cefaya katlananlar... Haykırmak, bağırıp herkese sesini duyurmak istiyordu ama nafile, sadece kuru laflar dolanıyordu herkesin dilinde. Televizyonlarda bağırıyorlardı lüks arabalarına binmeden önce ama sonra onlar da paranın gücüyle erilleşip hemcinslerini sömürüyorlardı. Dizilerde dayak yiyen, ağlayan kadınlar reyting alıyordu, mutluluk para etmiyordu, ahlak dilde övülüyordu. Cep doluysa her şey temizleniyordu...
149 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hayat adil davranmıyor
Merhaba canlar “Beni İlgilendirmez-Çığlık” Hilal hocam ,gerçek hayatların kanayan yaralarına dikkat çekmek için özel bir cabası olduğu gerçeği gün gibi yüzümüze vuruyor.Çünkü ancak yazarak ,anlatmak,konuşmak,onların dili olmak ne büyük yüce gönüllük bilemezsiniz .. Bazen ben burdayım ,yanındayım demeğe ihtiyaç duyar ya insan birinden bunu
Beni İlgilendirmez - Çığlık
Beni İlgilendirmez - ÇığlıkHilal Muammer Yerlikaya · Mavi Nefes · 20229 okunma
500 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yakın Türkiye tarihini kaleme alan Sema hanım, o kadar çok araştırma yapmış ki... Kitap sonunda tüm bu bilgilerin kaynakçalarınıda yazmayı ihmal etmemiş. Yakın Türkiye geçmişinde köy enstitüleri, siyasi olaylar, baskıcı yönetime karşı dimdik duran öğretmenler, cahilliğe karşı olan savaşı okumaya hazırlanın. Bir kitap düşünün, hemen hemen her
Keşke
KeşkeSema Soykan · Alfa Yayınları · 2021757 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Bu Otobüste Bir Aylak, Bir Lapacı Nerde ki Adam!..
Aylak Adam(+) / Yusuf ATILGAN/ Roman / İlk Baskı Tarihi: 1959 / YKY - 160 s. "İnsanın kendi kendine yeterliği bir nebze de olsa, ekonomik özgürlüğü iyimser şekilde gülümsüyor ise, benliğimize ve bu yaşantımıza pozitif bir şekilde yansıyorsa... Felsefe, psikoloji ve sosyolojimizin fakirlik ve yoksulluktan doğan heyezansı, dillenen
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201759,6bin okunma
"Hilal..." "Hı?" "Bana Haris desene." "İçimden gelmiyor." "Peki." İç çekti. "Hilal..." "Hı?" "İsmini söylemek hoşuma gidiyor." "Eyvallah." "Hilal..." "Hı?" "Sen ağladığında ben de ağlamak istiyorum. En son ağladığımda dayak yemiştim, çok küçüktüm. Bir gün olur da ağlarsam senin karşında... Bana vurmazsın, olur mu?"
Sayfa 191Kitabı okudu
Peki, nasıl oluyor da ahlak alanında toplulukçuluktan, kutsallıktan ve otoriteden uzaklaşmak şiddeti engelleyici bir etki yapıyor? Nedenlerden biri toplulukçuluğun kabileciliği ve şovenizmi, otoritenin de devlet baskısını meşrulaştırabilmesi. Ama daha genel bir neden var; o da ahlak duygusu daraltılarak daha dar alanlara çekildiğinde geriye insanları cezalandırmayı meşru kılabilecek az sayıda ihlal tipi kalıyor. Özerklik ve hakkaniyet ilkelerine dayanan bir ahlaki temel var ve ister gelenekçi olsun, ister modern, liberal ya da muhafazakar, herkes bu temel ilkelerde birleşiyor. Devletin suikastçıları, tecavüzcüleri ve katilleri demir parmaklıkların ardına kapatma yönündeki şiddet uygulamalarına kimsenin itirazı yok. Oysa geleneksel ahlak anlayışını savunan kişiler eşcinsellik, edebe aykırı davranışlar, kutsala küfür, sapkın inançlar, edepsizlik ve kutsal sembollere saygısızlık gibi şiddet unsuru içermeyen davranışları bu listenin tepesine yerleştirmek istiyorlar. Gelenekçilerin ahlaki itirazlarının tatmin olması için, Leviathan'ın bu kişileri cezalandırması gerekiyor. Bunların hukuk kitaplarında birer suç olmaktan çıkarılmasıyla, otoritelerin elindeki insanları coplama, kelepçeleme, dayak, kapatma ya da ölüm cezası uygulama fırsatları hayli azalıyor.
Sayfa 700Kitabı okudu
"Canınız ağlamak istiyorsa açlık ve az önce yediğiniz dayak size en büyük yardımcı olur."
Reklam
Her şey öyle değil mi biraz da? Yokken daha güzel değil mi her şey? Uzaktan bakınca daha sevilesi değil mi? Şehir de, doğa da. Galiba insan aklı dayak istiyor. Başka bir şey değil. Şöyle temiz bir dayak.
— Hayır, hayatı derinlemesine anlama, acıyı küçümseme ve diğer konularda neden kendinizi yetkin gördüğünüzü bilmek isterim. Yoksa zamanında siz de mi acı çektiniz? Acının ne olduğuna dair bir fikriniz var mı? Şunu sormama müsaade edin: Çocukken hiç dayak yediniz mi? - Hayır, ailem bedensel cezalardan nefret ederdi. — Benim babam ise acımadan
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.