bazı imamlarimiz; aman diyanet ne derse o yoksa gider maaşlar.
Bağdat’ta Mutezile fırkasına mensup olanlar, “Kur’an-ı Kerim mahlûktur” diyerek, bu yanlış itikatlarına Abbasi halifesi Memun’u da inandırdılar. Bunu kabul etmesi için, Ahmed bin Hanbel Hazretlerini de zorlayıp, bu hususta baskı ve işkence yaptılar ve 28 ay hapsettiler. Bütün bu baskı ve işkencelere rağmen, o, “Kur’an-ı Kerim, Allah’u Teâlâ’nın kelamıdır, mahlûk değildir” dedi. Zindanda defalarca işkence yapıldı. İşkencede bayıldığı olurdu, o zaman ara verirler, ayılınca yine kırbaçlarlardı. Aklı başından gidinceye kadar döverlerdi. Böyle sorguya çekilerek, dayak atılarak 28 ay zindanda kaldı. Kendi görüşlerini zorla kabul ettiremeyeceklerini anlayınca serbest bıraktılar.
Bir An ve Sonra Hiç - Garib Çoban
Bir An ve Sonra Hiç - Garib Çoban Kötü sonla biten kitaplar, senaryolar iz bırakır. Her kötü son, yarım kalmış bir hikâye demektir çünkü. Her kötü son, bir çentik atar kalbimize. Ahlak insanı insan kılan niteliklerin bütünüdür. Neden bilemiyorum, yarım kalanlara karşı duyarlı insan; sanırım tamamlansın istiyor. Lakin dünyada, her şey yarım
Reklam
Mine Söğüt Ben senin beni öldürme ihtimalini sevdim
Ben senin beni öldürme ihtimalini sevdim Kadın hoppadır, adam kıskanır. Kadın dayak yer, adam dayak atar. Kadın ölür, adam öldürür. Roller sabit, senaryo aynı, final hep kanlı. Rolleri ahlak dağıtır; senaryoyu toplum yazar; ve kime sorsanız finali “kader” yapar. Hukuk bile bir noktadan sonra “kader” masalına kanar. O da dilini bu ahlaka ve
Dile pelesenk
Nazari dikkatinizi celbetti mi bilmem? Neredeyse hepimizin dilinde son 3-5 yıldır bir kelime türedi ki akıllara zarar. Bu kelime tıpkı adını hatırlayamadığımızda bir objeyi, işlevini tarif edemediğimizde bir aleti, kim olduğu dilimizin ucunda olan bir kişiyi tarif ederken kullandığımız 《Şey》 kelimesi gibi yapışıp kaldı dilimize🤷🏻‍♂️ Birazcık merak ededurun bakalım bu sözcük neymiş diye? Ama isterseniz dile pelesenk olan bu kelime hakkında biraz tartışalım. Bu kelime öyle bir kelime ki, söylendiği anda söyleyeni diğer kişi/kişilerle aynı fikirde olduğunuz izlenimini verebiliyor. Yine aynı kelime, konuşulan hangi konu olursa olsun sizi o konuda bilgili gibi gösterebiliyor. Kullanımına göre sıkıldığınızda sizi konuşarak bayan kişiyi başınızdan savma işlevi görebiliyor. Yine sizi her hangi bir diyaloğun ama gerçekte monolog olan kapalı bir iletişimin içinde adeta o sohbetin birer katılımcısı gibi göstererek hiç birşey dinlemesiniz bile -mış gibi yapmanızı sağlayabiliyor. Vakit azlığında size zaman kazandırarak hızlıca oradan kaçabilmenizi sağlıyor. Konu hakkında bir fikriniz olmasa bile bilgili olduğunuz gibi yalancı bir bilgiçlik bile sağlıyabiliyor... Bu kelime hakkında üzerine biraz daha düşünülse eminim daha pek çok işe yaradığı tespit edilebilir. Gelelim heyecanla beklediğiniz o ana.. Ve o sihirli sözcük, işte o dilimize yapışan muhteşem kelime, ağızda yayılan, söyleyene hoşluk veren ama içi oldukça boş olan o kelimeeee 《Aynen》 👉😁👈 içaforiz . . . #akilfikirgezegeni
Mən siqaret çəkmirəm, amma cibimdə hər zaman kibrit qutusu daşıyıram. Nə zaman bir günah işləməyə yol versəm, bir kibriti yandırıb əlimi o odla isitməyə başlaram və öz-özümə deyərəm: "Əli, sən bu oda dayana bilmirsən, cəhənnəm oduna necə dayanacaqsan?!" -Boksçu Məhəmməd Əli
Biz Kadınları Hiç Sevmedik..!!!
Saçlarını sevdik, hele bir de sarışınsa daha çok sevdik. Ağızlarını sevdik, hele bir de şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik. Göğüslerini sevdik… Bacaklarını sevdik, hele bir de sütun gibiyse bayıldık. Kalçalarını sevdik… Gerçekten güzel vücutluysa daha çok sevdik… Yolda, arabada, televizyonda, internette onlara hep ‘baktık’!.. Her yerlerine
Reklam
1,000 öğeden 321 ile 330 arasındakiler gösteriliyor.