"Şunu yapmalısın..." , "Şunu yapmamalısın" gibi donuk, cansız, sıradan sözlerle başlayan bir deyişin, bütün planlarımı altüst etmesine, bütün mutluluğuma zehirler saçmasına dayanamıyordum bir türlü.
İnsanların kötü olmalarına dayanamıyordum. Oyun oynamalarına. Kendimi onlardan korumak istiyordum ama kendi kalbim için kötü bir korumaydım. Oyunu oynamaktansa kaybetmeyi tercih ediyordum. Kötü olmaktansa yara almayı tercih ediyordum.
Sanki insan —diyordum kendi kendime— ezilenin önüne göğsünü siper eden bir kahraman mıdır? Aldığım cevap —kendimden— şuydu: Evet, böyle bir kahramandır. İşte bu cevaba dayanamıyordum.