O şimdi ne yapıyor, Şu anda, şimdi, şimdi? Belki dizinde bir kedi yavrusu var, okşuyor. Belki de yürüyordur, adımını atmak üzeredir, -her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren sevgili canımın içi ayaklar!...- Ve ne düşünüyor beni mi?
"Hapislerde de yattım büyük otellerde de."
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
"Otuzumda asılmamı istediler. Kırk sekizimde barış madalyasının bana verilmesini Verdiler de."
Sayfa 103Kitabı okudu
O şimdi ne yapıyor şu anda şimdi, şimdi? Evde mi, sokakta mı, çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı? Kolunu kaldırmış olabilir, — hey gülüm, beyaz, kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu hareketi!...— O şimdi ne yapıyor, şu anda, şimdi, şimdi? Belki dizinde bir kedi yavrusu var, okşuyor. Belki de yürüyordur, adımını atmak üzredir, — her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren sevgili, canımın içi ayaklar!...— Ve ne düşünüyor beni mi? Yoksa ne bileyim fasulyanın neden bir türlü pişmediğini mi? Yahut, insanların çoğunun neden böyle bedbaht olduğunu mu? O şimdi ne düşünüyor, şu anda, şimdi, şimdi?... _Nazım Hikmet Ran
"Güzelsiniz, ama boşsunuz" diye devam etti Küçük Prens. "Uğrunuza kimse can vermek istemez. Elbette yoldan geçen sıradan biri gülümü gördüğünde, size benzediğini sanacaktır. Ama o tek başına hepinizden daha önemli, çünkü benim suladığım gül o. Çünkü, üzerini cam fanusla örttüğüm o. Çünkü esen yelden siperlikle koruduğum o. Çünkü, kelebek olması için bıraktığım bir ikisi dışında , üzerindeki tırtılları ayıkladığım o. Çünkü, sızlanmalarına,böbürlenmelerine, hatta suskunluklarına kulak kesildiğim de o. Çünkü, o benim gülüm."
Kabahat senin, — demeğe de dilim varmıyor ama — Kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.