Denniz.
@decifci
Zabıt Katibi
Kayseri
76 okur puanı
Ocak 2024 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Mektubunu okuyan arkadaşına doğru bakınca sehpanın üzerindeki kitapları gördü. Açlıktan midesi kazınan birinin yiyecek gördüğü anda gözleri nasıl arzuyla dolarsa, onun da gözleri öyle şevkle, istekle parladı.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
“Bırakın kanım kaynayarak geçsin ömrüm!
İçip hayal şarabını yatayım sarhoş!
Görmesin şu çamurdan ruh evini gözüm
Tozun içinde devrilmiş bir mabet, bomboş!”
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
%54 (283/517)
Okur Takip Önerileri
Gustave Flaubert'in ilk romanı olan Madame Bovary 1857 yılında yayımlanmış ve toplumun ahlaki ve dini duygularına hakaret ettiği gerekçesiyle ilk başta yasaklanmış, ancak daha sonra bu yasak kaldırılmış ve biz okuyucularla buluşmuştur. Kitapla ilgili iki eleştirim olacak: betimlemenin çok fazla olması ve kitabın ilk süreçteki yasaklanışıyla ilgili husus. Zira Emma Charles Bovary ile olan evlilik hayatını sürekli yeni arayışlarla geçirmekte olup; hep farklı adamlara gider ve farklı hayatlara imrenir. Daha sonra bu isteklerden ötürü peşpeşe gelen hatalar zinciri adeta kar topu gibi büyür ve telafisi mümkün olmayan zararlar doğurur. Emma karakteri daha sonra çıkış yolu bulamayacak ve alınması zor olan bir karar alacak, kitabımızın sonunu getirecektir.
Gustave Flaubert 
Madam Bovary
198 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Şimdi bir türlü sığamayıp, delice bir kavgaya tutuştuğumuz, adına Anadolu denen şu kadim topraklarda, binlerce yıl önce hüküm sürmüş, bir Hitit kralının oğullarına bıraktığı vasiyete bakın isterseniz:
“Öldüğümde beni, usulünce yıkayın, göğsünüze yaslayın ve toprağa bırakın.
Bu kadar.”
İletişim YayınlarıKitabı okudu
“Mevlüt, Mevlüt... Irmak vermiyor yavrumu... Bak, senin guzun yanında..
İyi de, benim guzum nerede?”
İletişim YayınlarıKitabı okudu
“Bugün” diye adlandırdığımız şey, “geçmiş ve geleceğimizin toplamıdır”. Yani geçmişimiz; elimizden uçup gitmiş, kaybolmuş bir zaman değildir. Şimdiki zamanın içinde duran, bekleyen bir şeydir.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
“... bütün sanat eserleri belleğe dayanır. Belleği billursu hale getirmenin, somutlaştırmanın araçlarıdır. Bir ağacın üzerindeki bir böcek gibi, sanatçı da asalak gibi çocukluğundan beslenir. Sonra biriktirdiklerini harcar, yetişkin olur ve olgunluğu da son noktadır...”diyor Tarkovski...
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Leon sözlerine devam etti:
“Hiçbir şey düşünmezsiniz. Saatler öyle geçer, gider. Görür gibi olduğunuz ülkelerde hiç yerinizden kımıldamadan dolaşırsınız. Zihniniz anlatılanlara sarılarak ayrıntılara dalar ya da serüvenlerin çevresinde dolanır gider ve romanın kahramanlarına karışır. Onların kılık kıyafetleri sanki sizin üzerinizdedir.”
Sayfa 105 - Ötüken Neşriyat A.ŞKitabı okudu
”Ben de öyleyim.” diye atıldı Leon. “Gerçekten de, akşamları lamba yandıktan sonra rüzgâr camları döverken insanın ateşin karşısına geçerek kitap okuması kadar daha güzel bir şey var mıdır acaba?”
Sayfa 104 - Ötüken Neşriyat A.ŞKitabı okudu
…Beri yandan da, ruhunun ta derinliklerinde bir şeyler olmasını bekliyordu. Tıpkı tehlikede olan gemiciler gibi umutsuz bakışlarını hayatının yalnızlığı üzerinde dolaştırıyor, çok uzaklarda, ufkun sisleri arasında beyaz bir yelken arıyordu.
Sayfa 84 - Ötüken Neşriyat A.ŞKitabı okudu
“Charles’ın ortaya çıkmasıyla kendini, şairane göklerin ihtişamında süzülen pembe tüylü bir kuş gibi hissederek, nihayet o olağanüstü tutkuyu ele geçirdiğine inandırmıştı. Ne var ki, şimdi içinde yaşadığı bu durgunluğun bir zamanlar hayalini kurduğu mutlulukla ilgisi yoktu.”
Sayfa 62 - Ötüken Neşriyat A.ŞKitabı okudu