Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mücadeleyi kim kazanacak ?
Bilge dede ve torunu... Bilge dede torunuyla birlikte dergahının önünde oturmakta ve az ötede birbiriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini izlemektedirler. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtır. On iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup dururlar. Bunlar dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri kurt köpeğidir… Çocuk, kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünmektedir. Dedesinin ikinci köpeğe neden ihtiyacı olduğunu ve renklerinin neden özellikle siyah ve beyaz olduğunu anlamak ister. Bir gün dedesine bunun sebebini sorar; Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazlar ve “Onlar benim için iki simgedir evlat.” der. “Neyin simgesi?” diye sorar çocuk. Dedesi: “İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları.” Çocuk, sözün burasında; ‘mücadele varsa, kazananı da olmalı’ diye düşünür ve her çocuğa has, bitmeyen sorulara bir yenisini daha ekler: “Peki, dedecim sence hangisi kazanır bu mücadeleyi? Bilge reis, derin bir gülümsemeyle torununa bakar ve “Hangisi mi evlat? Ben, hangisini daha iyi beslersem o kazanacak!” der. Bizim hangi ruhumuz kazanır acaba? “İnsanoğlunun kendi kendini fethetmesi zaferlerin en büyüğüdür.” der Platon.
Selamlar,   Internet'in daha sık kullanılır olmasıyla bilgi akışının hızlanması hepimizin şahit olduğu bir hakikat. Bununla birlikte, kirli bilginin de daha hızlı bir şekilde akarak pek çok zihinde yanlışların filizlenmesine yol açtığını da aynı emniyet hissiyle biliyoruz. Bu ikinci durumun bir yansımasını da Üstad'la alakalı
Reklam
Fikra
Koltuğunda oturan Temel'e torunu sokulur ve sorar "Dede, ninemle kaç yıldır elisiniz?" "60 yildir" "60 yıl çok uzun bir süre. Nedir bu işin sırrı?" "Bak evlat, ilk evlendigimiz gün gelinliği ile nineni bindirdim ata. Tuttuk bizim köyün yolunu. Yol taşlı, atın ayağı tökezledi. Ninen "Bu biiir!" Dedi. Biraz daha gidince at bir kez daha tökezleyince "bu ikiiii!" Dedi. Az sonra at yine tökezleyince hemen "Bu üüüç!" Diyerek gelinliginden çıkardığı tabancası ile atı vurdu. Ben sinirlendim tabii. Çıkıştım "ne yaptın sen?" diye. Bana döndü "Bu biir!" Dedi. O gün bu gün gül gibi geçindik.
Cengiz Aytmatov
. Aytmatov’la ilgili yapılan çalışmalarda onun için çok güzel sıfatlar söylendi. Bunlardan bazıları şunlardır: “Türk dünyasının yıldırım sesli manasçısı”, “Bozkırdaki Bilge”, “Modern Homer” Cengiz Aytmatov, aydın bir anne babanın çocuğu olarak 1928 yılında Şeker köyünde doğdu. Küçük yaştan itibaren Rusçayı öğrendi. Veterinerlik yaptı.
Yazıyor olduğum "Mutlak" isimli kitaptan bir bölüm
Şimdiden iyi okumalar.Geri dönüşlerinizi bekliyor olacağım.😇 MUTLAK **1.BÖLÜM** GAYA VE BÜYÜSÜ Soğuk ,fırtınalı bir geceydi Manna Adasının yaşlı büyücüsü Gaya ve torunu Elina birazdan olacaklardan habersiz bir şekilde akşam yemeğini yiyorlardı Sıcacık güvecin üzerinde tüten o nefis lezzetin yaydigi koku disarısının soğuğunu
Ezan ile Namaz Arası
Torunu, pamuk sakallı ve nur yüzlü dedesine soruyor: - "Dedeciğim, bir insanın ömrü ne kadardır?" Dedesi, tatlı bir tebessümle cevap verdi: - "Ezanla namaz arası kadar yavrucuğum." Torun: - "Nasıl yani, ömür bu kadar kısa mı?" Dede: - "Evet yavrum! Ömür, namazsız ezanla ezansız namaz arası kadardır." - "Anlayamadım." dedi torun. Güller açan çeğresiyle cevap verdi dedesi: - "Bak yavrum, geçenlerde komşunun çocuğu doğdu, onun kulağına ezan okudular, hatırladın mı?" - "Evet." dedi torunu. - "İşte o ezanın namazı yoktur, yani namazsız ezan odur. İnsan öldüğünde de namazı kılınır, ezan okunmaz." Demek ki insan doğunca kulağına okunan ezanın namazı, o ölünce kılınıyor. Öyleyse bu kısa ömrün kıymetini bil, onu iyi ameller yaparak en güzel şekilde değerlendir ki yarın hesaba çekileceğin büyük gününde, Rabbinin ve bütün insanların huzurunda başın öne eğilmesin.
Reklam
” Bir kızılderili dede ile torunu evlerinin önünde oturmuş, biraz ötede boğuşan biri siyah diğeri beyaz iki köpeği seyrediyorlarmış. Torunu sormuş: “ Neden iki tane köpek besliyorsun? Dede yanıtlamış: “ Onlar benim için iki simgedir evlat. İyilik ve kötülüğün simgesi... İyilik ve kötülük de içimizde böyle sürekli mücadele eder durur.” Torun sorar: “ Peki, sence hangisi kazanır mücadeleyi? ” Bilge reis derin derin gülümser ve der ki: “ Hangisi mi evlat? ...... Ben hangisini daha iyi beslersem o kazanır...”
BİR KIZILDERİLİ HİKAYESİ
Bir Kızılderili dede ile torunu evlerinin önünde oturmuş, biraz ötede boğuşan biri siyah diğeri beyaz iki köpeği seyrediyorlarmış. Torunu sormuş: - Neden iki köpek besliyorsun? Dede yanıtlamış: - Onlar benim için iki simgedir evlat. İyilik ve kötülüğün simgesi.. İyilik ve kötülük de içimizde böyle sürekli mücadele eder durur. Torun sorar: - Peki, sence hangisi kazanır mücadeleyi? Dede, gülümser ve der ki: - Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem o kazanır.
62 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.