70'li yılların anlatıldığı elimdeki kitaptan bir alıntı gecenin bu saatinde beni 17 yıl önceye götürdü. Karlı bir kış gecesi anneannem vefat etmişti. Ertesi gün defnedilmek üzere hastaneden aldığımız naaşını köydeki evine götürdük. Bizi evin bahçesinde komşular, akrabalar karşıladı. Onların arasında anneannemin ahretliği Pakize teyze... Gözü
Şermin YAŞAR her kitabını keyifle okuduğum bir yazar. Hikayeleri sıcacık.Dedemin bakkalı bir çocuğun gözünden büyüklerle iletişimi anlatan eylenceli bir hikaye. Yazar kendi çocukluğunu,bakkalcı çıraklığını,dedesiyle olan iletişimini bu hikayede yalın,bazen ders verir şekilde ortaya seriyor. Herkesin kendi penceresinden haklı olduğu bir dünya.Kahveci dede ile bakkalcı dede arasında geçen bir çocukluk,çıraklık öyküsü. Çocuk dedikse bu hikaye sadece çocukları ilgilendiren bir hikaye değil tabi.Biz yetişkinlerde bu hikayenin bir tarafını teşkil ediyoruz. Çırağamız büyüklerle iletişiminde yaşadığı sorunlar sonucunda çıkarımlarını maddeler halinde defterine yazıyor. Girişimci bir ruha sahip çarığımız aklına gelen her fikri icraata dönüştürüyor. Tabi sonuç istediği gibi olmuyor genellikle. İnsanlar onu farklı olmakla,normal davranmamakta suçluyor. O da buna isyan ediyor.
Yıllar akıp gidiyor…yazarın çocuk kalbi yaşananları affediyor ama unutmuyor…sonuçta ortaya böyle keyifli bir hikaye çıkıyor…
Dedemin BakkalıŞermin Yaşar · Taze Kitap · 20189,4bin okunma
Elime gelen hediye bir kitap... Öncelikle kitabın eski sahibi Defne'ye hayran kaldığımı ve onun doldurmuş olduğu etkinliklerdeki yazılarını, hayal dünyasını, gelecekteki hedeflerini, yorum ve zekasına hayran kaldığımı belirtmeden geçemeyecem sanırım. Her yazısını okuduğumda 'sen ne güzel bir meleksin' diye sayıklamışımdır. Çocuklar
Kitap çocuk kitabı olarak geçiyor ama biz yetişkinlerin de okuması gerek diye düşünüyorum. Çocuklara yönelik yazıldığı için çabucak bitiyor. Yazar kitabın başında “anlatılan olaylar gerçek mi değil mi?” Diye çelişkide bırakarak başlıyor sonunda kendiniz kara ir veriyorsunuz gerçek olup olmadığına. Çok beğendim. iyiki okumuşum. Filmi var mı bilmiyorum, araştırmadım kitabı şimdi bitirdim hemen incelememi yazmak istedim, olsa çok güzel olur diye düşünüyorum. Biz yetişkinler dünyaya çocukların gözünden bakabilmeyi becerebildiğimiz zaman dünya daha güzel bir yer olacak inancındayım.
Mühtiş bir eser.. Savaşın halkın gözünden sefaletin boyutunu gözler önüne seriyor. Birinci Dünya Savaşında bir ailenin nasıl dağılıp yok olduğu çarpıcı bir gerçeklikte anlatamasıysa ayrı bir konu. Savaşların ne kadar kötü bir olay olduğu daha iyi anlıyor ve empati kuruyoruz. Kurmadıysanız sizde kurun. Dedemin dedesi ve amcası yani büyük dedelerim Birinci Dünya Savaşında şehit olanlardan. Eşi, coçukları aynı romandaki kahramanlar gibi yetim ve sefalet içerisinde kalıyorlar. Demek isteğim köklerize bakın, sizin ceddinizde savaş mağdur olanlardandır. Empati kurun ve analarınızın yüzünü gözünü öpün, degerini bilin.
Savaş ve AçlarHasan İzzettin Dinamo · Tekin Yayınevi · 20171,281 okunma
Cinema Paradiso yalnız İtalyan Sinemasına değil dünya sinemasına da büyük katkılar sağlamıştır. Hatta günümüz sinemasında bile yankıları hala devam etmektedir. Türk sinemasından örnek vermek gerekirse, Çağan Irmak yönetmenliğinde vizyona giren “Babam ve Oğlum” ve “Dedemin İnsanları” filmleri toplumun geçirdiği evrimi bir çocuğun gözünden anlatması ve realist yaklaşımlarıyla Cinema Paradiso’dan bir hayli etkilenmiştir. Bir diğer etkilenme Yüksel Aksu’nun yönetmenliğini üstlendiği İftarlık Gazoz filminde görülür. Bu filmde de usta-çırak ilişkisi Cinema Paradiso’ya benzer nitelikte işlenmiş ve filmin hikayesi tıpkı Cinema Paradiso’da olduğu gibi ana karakterin (Adem) çocukluğuna yönelik flashbackiyle başlamıştır. Ayrıca toplumun sosyal ve dini yapısı gerçekçi bir üslupla tasvir edilmiştir. Fakat farklı olarak İftarlık Gazoz’da ve Çağan Irmak’ın bahsettiğim iki filminde ana tema, “tutkuların takip edilmesi” mesajıyla değil de “adaletsiz toplum düzenine başkaldırı” temasından yararlanılarak şekillenmiştir.Cinema Paradiso son olarak Yılmaz Erdoğan'ın Vizontele filmine de esin kaynaklıgi etmiştir.
Gogol okumaya fırsatım pek olmamıştı. Kaçırdığım iyi şeylerden biri olmuş. İlk başlarda kitapla iletişim kurmakta pek zorlandım. Fakat sonra elimden bırakamadım. Bunda benim 18.-19.yy Avrupa insanına duyduğum ilginin de etkisi olabilir. O dönem insanlarını ve yaşayışlarını gözümde canlandırmaktan inanılmaz keyif alıyorum. Gogol (ve bu kitap) bu
Olan olmuştur olacak olan da olmuştur..
..saat kurarak güne başlayanların hikayeleri…
Çaresiz insanlar son bir umut olarak son bir kurtulma arzusuyla toprağın altına girer gibi, karanlıkta bir okyanusun sularına dalar gibi gözlerini kapatırlar. Gözlerini kapamak çocukluktan kalma ilkel bir savunma silahıdır; hiçbir sorunu çözmez, sadece sen