Ahmet Ümit-Sultanı Öldürmek adlı kitaba yorumum:
Esasında kitabı ilk elime aldığımda acaba tamamen tarihlemi alakalı diye düşünmedim değil. Lakin yazarı Ahmet Ümit olunca içimden bir ses bu kitabı elinden bırakamayacaksın dedi. İçimdeki sese kulak verdim ve bir tanıdığımdan aldığım kitapların ilki olarak bu kitaba başlamış buldum kendimi..
Daha
O ana değin hiç bir şey hissetmeyen Yıldırım Beyazid Timur'un gülüşüne alındı. Ok yese ciğerine , buncasına acı duymazdı. Kötü düşün sersemletmesinde : '' Tanrı'nın kötülediği bir insana gülmek aşağılıktır Emir Timur , bilirsin sanıyordum diye sokrandı. Sana yakışanı yapmalıydın .
Timur kamçı yemiş gibi oldu . Tez topladı kendini. '' Yanlış anladın '' dedi uysallaşarak , '' Tanrının bu dünyayı benim gibi bir çolak topalla senin gibi bir köre bırakmış olmasına gülüyordum , haline değil. Nedense dünyayı alt üst edenler hep bizim gibileri... ''
Genç kız boğazındaki yanmadan nefret edip dolmak üzere olan gözlerini kaçırdı. “Yapma. Bana nazik davranma. Yeniden kıracaksan, yeniden dağıtacaksan hiç toparlama…” dedi üzüntüyle. “Seni bir daha asla kırmayacağım sevgilim!” Deniz bu hitapla, bu sesle, bu yakınlıkla kocasına şaşkınca baktı. “Ne dedin?” “Sevgilim dedim. Sen benim sevgilim değil misin? Sen benim karımsın…” Bir nefeslik soluklanan genç adam kızın üzerine biraz daha eğilip onu ürpertir bir şekilde mırıldandı. “HER ŞEYİMSİN!"
- Bugüne kadar ne yaptıysak yine onu yapacağız, Balam! dedi.
- Cennetmekan üstad Mirza Uluğbey in yaktığı ilim meşalesini söndürmek, büyük günahtır. Zira.. Birden sesi titreyen Ali Kuşçu'nun ağzından çıkan kelimelerde oldukça samimi bir hava sezildi.
- Zira, ilim adamlarına düşmanlık yapabilecek padişahlar gelip geçicidir, ama bu toprak ve çilekeş halk hep olacaktır. Bu vatan için, gelecek nesiller için, üstadın başlattığı işi tamamlamak gerekir, çırağım.