Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu yüzden özellikle şairleri severim. Dedi Leon. Bence satırlar düz yazıdan daha duyguludur ve gözyaşlarını daha iyi akıtır.
"Söküp almak istediğim matmazel," dedi bir gün, "sizin kalbinizdir." Sağlam laf.
Reklam
–Bence güneşin batışı kadar hayranlığa değer hiçbir şey yoktur, ama bilhassa deniz kıyısında seyredilmeli. Mösyö leon: –Ah! Dedi; ben denize bayılırım. Madam Bovary cevap verdi: –Seyretmesi bile ruhu yükseltip insana sonsuz ideal fikirleri ilham eden o sınırsız uzaklık üzerinde zekâmız, hislerimiz daha serbestçe açılıyor, size de öyle gelmiyor mu?
"Söküp almak istediğim matmazel," dedi bir gün, "sizin kalbinizdir." Sağlam laf.
Léon, "Ben de öyleyimdir." dedi. "Gerçekten de, akşamları, rüzgar camlara vururken lambayı yakıp elinde bir kitapla ocak başında oturmaktan daha güzel bir şey olur mu? Emma koskocaman iri siyah gözünü açtı ona bakarak, "Değil mi?" dedi. Léon, "İnsan başka bir şey düşünmez." diyordu. "Saatler geçer. Yerinizden hiç kalkmadan görür gibi olduğunuz ülkelerde dolaşırsınız. Düşünceniz hayal dünyasına kayarken ayrıntılar içinde oyalanır ya da serüvenlerin çevresini dolanır. Bir çok kişi tanırsınız. Kalbiniz sanki onların giysilari altında çarpıyor gibidir."
Reklam
İmkanı olan düşsün bu lafa :)
"Söküp almak istediğim matmazel," dedi bir gün, sizin kalbinizdir." Sağlam laf. "
Kurbanların ailelerinin ağlamalarını ve birbirlerini teselli etmelerini izlerken şans eseri davalı tarafta idim. Ümitsizdiler. Yanaklarında yaşlar akarken, batmış bir gemiden kurtulabilenler gibi birbirlerine sıkıca sarılmışlardı. Leon bana dönüp " neden ağlıyorlar ki? Hapse gidecek olan benim" dedi. Bu sözler üzerine donup kaldım. Leon duygusal olarak kördü.
Sayfa 151
Görür gibi olduğunuz bir ülkede, kımıldamadan dolaşırsınız, düşünceniz düşlerle sarmaş dolaş olur, peşinde koşar durur. Roman kahramanlarına karışırsınız; onların elbiseleri içinde kendiniz varsınızdır sanki. -Doğru, doğru! diyordu Emma. -Bazen bir kitapta bir zamanlar kafanızdan geçmiş, belirsiz bir düşünceye, uzaktan gelen en ince duygunuzu ortaya serilişi gibi olan, kararmış bir benzetmeye rastladığınız oldu mu hiç? dedi Leon.
“Seni buraya getiren ne?” diye sordu Léon. “Aptallık,” diye iç geçirdi Jorjobert. “Onun için bir itfaiye arabası çaldım ama kadınlar doymak bilmiyor. Bu kez bir cenaze arabası istedi.” “Abartmış,” dedi Dodiléon anlayışlı, çünkü onun karısı hiçbir zaman otuz beş koltuklu bir otobüsten ötesine geçmemişti.
Reklam
Elveda demiyorum Manuela Leon, 1872' de Ekvator Devlet Başkanı'nın emriyle kurşuna dizildi. Devlet Başkanı idam kararını imzalarken Manuela'yı Manuel yaptı, zira kendisi gibi centilmen bir beyefendinin, kaba bir yerli bile olsa, bir kadını idam mangasının önüne gönderdiğine dair bir kanıt bırakmak istemedi. Manuela toprakların ve köylerin altını üstüne getirmiş, yerlileri vergi ödemeye ve köle gibi çalışmaya karşı ayaklandırmıştı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de hükümetin subayı Teğmen Vallejo'yu askerlerin şaşkın bakışları altında düelloya davet etme densizliğinde bulunmuş ve teğmenin kılıcı onun mızrağı karşısında başkalarının gözü önünde mağlup olmuştu. O son gün geldiğinde, Manuela idam mangasının karşısına gözlerini bağlamadan çıkh. Ve söylemek istediği bir şey var mı diye sorulduğunda kendi dilinde şöyle dedi: "Manapi." Hiçbir şey.
183 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.