Türkiye'de kadının evlilik öncesi bekâret konumunu elinde bulundurması, sadece "bacaklarının arasındaki" zarı korumasına değil, toplum içerisindeki davranışlarına da bağlıdır. Özellikle erkeklerle ilişkilerinde son derece dikkatli davranmak zorunda olan kadınlar, uygunsuz görülen ve cinsel içerikli yorumlanan bir davranış sergilediklerinde ya da böyle bir dedikodunun malzemesi olup "milletin diline düştüklerinde", ailenin namusunu lekeledikleri gerekçesiyle babaları, ağabeyleri, nişanlıları, kocaları, oğulları vesaire tarafından cezalandırılabilir, hatta öldürülebilir.
Sayfa 16 - İletişim Yayınları / 7.Baskı 2021 / Özgün Adı: Virgin. The Untouched History / Çeviren ve Önsöz: Emek ErgünKitabı okuyor
156 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitapta 2 oyun var. Birincisi "...Ve Değirmen Dönerdi", Haldun Taner'in 3.oyunu olan ve anlaşılamayan bir sanatçı ile obsesif-kompulsif bir ailenin birbirleriyle ilişkilerini konu alan bir oyun. Ressam Küşat, bu aile içinde kişiliğini korumaya çalışan bir bireydir ve oyun boyunca bu çabanın içindedir. İkinci oyun ise Haldun Taner'in beşinci oyunu olan "Lütfen Dokunmayın" oyunu. Bu oyun, tarihi bir oyun ve Baltacı ile Katerina arasındaki yaşananlara ağırlık verilmiş. Tarihsel dedikodunun doğru olmadığı düşüncesinden yola çıkılarak Baltacı-Katerina karşılaşmasını farklı bir kurguyla veren bu oyun da Haldun Taner'in okunması, izlenmesi gereken oyunlarından. Her iki oyun da gerek bilgi, gerek kurgu ve gerekse de işleniş bakımından 10 üzerinden 10 puan aldı benden. Okuduğum 19.kitabıydı bu ve Haldun Taner okumaya devam diyorum, ta ki külliyatı bitene kadar...
…Ve Değirmen Dönerdi
…Ve Değirmen DönerdiHaldun Taner · Yapı Kredi Yayınları · 201670 okunma
Reklam
536 syf.
10/10 puan verdi
Dedikodunun Çekiciliği
Kitabı severek ve bitirene kadar da tebessüm ederek okudum. Bitirdikten sonra da romandaki kimi Kitabı severek ve bitirene kadar da tebessüm ederek okudum. Bitirdikten sonra da romandaki kimi karakterler tekrar tekrar aklıma gelmeye devam etti. Aslında dünyanın çok da büyük olmadığı, birbirlerinden uzak olduğu düşünülen insanların birbirlerini nasıl etkilediği, her gün duymaya alışık olduğumuz sıradan hâdiselerin ardında aslında neler gizlendiğini okuyoruz. Tesadüfler, rastlantılar, kaderin cilveleri roman boyunca sürüp gidiyor. Dar sokaklı evinizin önündeki kaldırıma oturmuşsunuz da, orta yaşlarda küt saçlı bir abla size tüm mahallenin dedikodusunu anlatıyormuş gibi bir şey.
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiAyfer Tunç · Can Yayınları · 20193,358 okunma
Türkiye'de kadının evlilik öncesi bekâret konumunu elinde bulundurması, sadece "bacaklarının arasındaki" zarı korumasına değil, toplum içerisindeki davranışlarına da bağlıdır. Özellikle erkeklerle ilişkilerinde son derece dikkatli davranmak zorunda olan kadınlar, uygunsuz görülen ve cinsel içerikli yorumlanan bir davranış sergilediklerinde ya da böyle bir dedikodunun malzemesi olup "milletin diline düştüklerinde", ailelerinin namusunu lekeledikleri gerekçesiyle babaları, ağabeyleri, nişanlıları, kocaları, oğulları vesaire tarafından cezalandırılabilir, hatta öldürülebilir. Bekâretle namus kavramlarının en kanlı birleşimi de, erkek egemen kültürün kan ve ölü seviciliğini yansıtan bu tür örneklerde kendini gösterir.
416 syf.
9/10 puan verdi
Muhayyel Hükümdarlık
Tarafımdan oluşturulmuş bu yorumun bütün hakları kitapyurdu.com’a aittir Tarih, bazen hayalle gerçeğin arasındaki ayrımın ortadan kalktığı bir duruma ses verme amacı güdebilir. Zamanın katlanarak altında bıraktıklarını keşfe çıkan tarihçi eldeki verilerin anlattıklarıyla ikna olmak ister. Ama insanoğlu kimi zaman inanma istediğine öylesine meftun
Muhayyel Hükümdarlığın İzinde
Muhayyel Hükümdarlığın İzindeLev Nikolayeviç Gumilev · Selenge Yayınları · 200216 okunma
Bugün okuma-yazma alışkanlığı bilgisayar sayesinde gelişiyor diyoruz. Bilgisayardan metin taraması yaptığımız zaman okuma dışında dedikodunun yaygın olduğu görülüyor. Ciddi bir tehlike daha var; bilgisayar üslubu nedeniyle imla bozuluyor. Demek ki bilgisayarın kayıt ve saklama üstünlüğünden ve hızlı işlem niteliğinden yararlanmak için dahi kitap okumak gerekiyor ve başarılı bir matbaanın eseri olan güzel bir kitabın yerini hiçbir şey alamıyor.
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Alıntılar; Düşmanlar bizi kendi yaralanmışlığımızı görmekten uzak tutarlar. İnsan başkalarını cezalandırabildiği, aşağılayabildiği, hatta yok edebildiği sürece kendi kendisi ile yüzleşmek zorunda kalmaz. Herkes kendi yarasıyla meşgul olup kendi özeleştirisini yapabildiğinde, kendi toplumsal bünyesindeki arzuları görebilecek kadar akıl balig
Kayıp Arkadaş
Kayıp ArkadaşKemal Sayar · Kapı Yayınları · 2016524 okunma
400 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Yazar sosyoloji,psikoloji,antropoloji ve tarihi kaynaklardan yararlanmış kitabı oluştururken. Kitabı yazarken çok derinlemesine inmeden belli başlı konularda argümanlar farklı disiplinleri içine alacak şekilde ve herkesin anlayabileceği tonda çok başarılı bir biçimde verilmiş. Önce son kısımdan başlamak gerekirse; iki amaca çok iyi hizmet etmiş. 1) Ne okumamız? ve niçin okumamız konusunda güzel bir deneme yazmış yazar. 2) Asıl kaçırılmaması gereken yer burası. Yazar üniversite eğitiminin bize katması gereken bilgiyi arama amacı ve ulaşmak için elzem olan kıstaslar ve kaynaklar hususunda güzel bir izlek sunuyor. Son olarak beğendiğim konulara gelirsek. Farklılığa tahammül edememizin arkasındaki cemaat bilinci ve kendimizi kollama refleksimizin yarattığı ötekiler güzel işlenmiş. Dilin kültürel bir sermaye olarak kullanılıp dışlayıcı bir amaca hizmet ettiği detaylıca vurgulanmış. Elitlerin bir kültürel ayrıksılık yaratma işlevini harekete geçirdiği dile getirilmiş. Akademik yönden süslü kelimelerin arkasına gizlenmiş boş sözlerin ya da dolu ama terimsel tekrarların 'bilmesinlercilik' olarak nitelendiği kısım göz dolduruyor. Dedikodunun toplumda ne amaca hizmet ettiği kadınlarda bağ kurma ve erkeklerde rekabet olarak tecellü ettiği vurgulanmış. Eğitim sisteminin sosyal ve ekonomik eşitsizlikler üzerine kurulu olduğu açıklanmış ve elitist ya da kaymak tabakanın nasıl önde olduğu anlatılmış. Aynı zamanda devletin tebaa-vatandaş üretme merkezi olduğu ve dökümhane olarak kullandığı :) dişe dokumur cinsten özetlenmiş. Keyifli okumalar!
Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri
Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın KökenleriEmrah Safa Gürkan · Kronik Kitap · 20221,710 okunma
400 syf.
10/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Yazar sosyoloji,psikoloji,antropoloji ve tarihi kaynaklardan yararlanmış kitabı oluştururken. Kitabı yazarken çok derinlemesine inmeden belli başlı konularda argümanlar farklı disiplinleri içine alacak şekilde ve herkesin anlayabileceği tonda çok başarılı bir biçimde verilmiş. Önce son kısımdan başlamak gerekirse; iki amaca çok iyi hizmet etmiş. 1) Ne okumamız? ve niçin okumamız konusunda güzel bir deneme yazmış yazar. 2) Asıl kaçırılmaması gereken yer burası. Yazar üniversite eğitiminin bize katması gereken bilgiyi arama amacı ve ulaşmak için elzem olan kıstaslar ve kaynaklar hususunda güzel bir izlek sunuyor. Son olarak beğendiğim konulara gelirsek. Farklılığa tahammül edememizin arkasındaki cemaat bilinci ve kendimizi kollama refleksimizin yarattığı ötekiler güzel işlenmiş. Dilin kültürel bir sermaye olarak kullanılıp dışlayıcı bir amaca hizmet ettiği detaylıca vurgulanmış. Elitlerin bir kültürel ayrıksılık yaratma işlevini harekete geçirdiği dile getirilmiş. Akademik yönden süslü kelimelerin arkasına gizlenmiş boş sözlerin ya da dolu ama terimsel tekrarların 'bilmesinlercilik' olarak nitelendiği kısım göz dolduruyor. Dedikodunun toplumda ne amaca hizmet ettiği kadınlarda bağ kurma ve erkeklerde rekabet olarak tecellü ettiği vurgulanmış. Eğitim sisteminin sosyal ve ekonomik eşitsizlikler üzerine kurulu olduğu açıklanmış ve elitist ya da kaymak tabakanın nasıl önde olduğu anlatılmış. Aynı zamanda devletin tebaa-vatandaş üretme merkezi olduğu ve dökümhane olarak kullandığı :) dişe dokumur cinsten özetlenmiş. Keyifli okumalar!
Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri
Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın KökenleriEmrah Safa Gürkan · Kronik Kitap · 20221,710 okunma
John Steinbeck (1902-1968), işçi edebiyatçısı olarak çok sevilir, fakat ömrünün son yıllarındaki Vietnam düşmanlığı pek bilinmez. Steinbeck’in yaşam öyküsü, insana “onurlu yaşamak yetmez, onurlu ölmek de gerekir” dedirtiyor. Bu bilinmezlik, aslında Steinbeck’in Vietnam düşmanlığının yarattığı utanç ve şokla yakından ilişkili. İşçi yazarı, Nobel
Reklam
272 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Tarihin şuurumuzda yarattığı bir boşluk sayesinde oluşan bir değer..
Neyi söylemek için inceleme yapmak gereksinimi duyduğumu anlatmadan önce biraz kitaptan bahsedeyim. Horosan'ın Belh şehrinde başlıyor Mevlâna'nın hayatı, Moğol istilası şehrin kapılarına dayanınca ailece göçmek zorunda kaldığı 12 yaşına kadarda burda sürüyor. Babası zamanın en büyük din alimlerinden Bahaeddin Veled, bilginler sultanı
Bir Anadolu Hümanisti Mevlana
Bir Anadolu Hümanisti MevlanaRadi Fiş · Evrensel Basım Yayın · 200683 okunma
Türkiye’de kadının evlilik öncesi bekâret konumunu elinde bulun­durması, sadece “bacaklarının arasındaki” zarı korumasına de­ğil, toplum içerisindeki davranışlarına da bağlıdır. Özellikle erkeklerle ilişkilerinde son derece dikkatli davranmak zorun­da olan kadınlar, uygunsuz görülen ve cinsel içerikli yorumla­nan bir davranış sergilediklerinde ya da böyle bir dedikodu­nun malzemesi olup “milletin diline düştüklerinde”, aileleri­nin namusunu lekeledikleri gerekçesiyle babaları, ağabeyleri, nişanlıları, kocaları, oğulları vesaire tarafından cezalandırılabilir, hatta öldürülebilir. Bekâretle namus kavramlarının en kanlı birleşimi de, erkek egemen kültürün kan ve ölü seviciliğini yansıtan bu tür örneklerde kendini gösterir.
kelimelere cinsiyet atfetmek
Cinsiyete dayalı baskının nasıl bir işlevi olduğunu ve kendini nasıl yeniden ürettiğini anlamak istiyorsak, kadınları tanımlamak ve aşağılamak için sıklıkla kullanılan kelimelerin tarihinin izini sürmek gerekiyor. Dedikodunun tarihi bu bağlamda semboliktir.
Sayfa 53 - otonom yayınlarıKitabı okudu