Mahrumiyet Oteli / Ersin Doğan
Kitabımın adı hüzünlü bir yolculuk olacağının habercisiydi aslında. Mahrumiyetler… Sevgi, ilgi, aile, dostluk gibi yoksunlukların yerini başka şeylerle doldurmak mümkün olmuyor. Eser de bu tema üzerine kurulu.
Hayatın kendisine biçtiği rolle yetinmeyenler bir gün geçmişin rövanşına mutlaka alırlar. Kimi zaman bu mutlu son getirir kimi zaman da hüsran ama ne olursa olsun yarım kalan ve acıtan bir defter artık kapanmıştır ya bu bile ferahlamaya yetecektir aslında.
Eser;
Leman, Gölge, Derviş Baba ve Kardan Adam’la sırlarla dolu bu otelde sıra dışı bir konaklamaya davet ediyor bizi.
Evsiz çocuklar, yaptığı yanlıştan dolayı evladına sırtını dönen aileler ve varolma çabasındaki güçlü kadın mücadelesi beni hem üzdü hem de uzakta da olsa umuda sürükledi.
Heyecanı çok yüksek bir romandı. Finalinde bile iki kez şaşırttı beni. Film tadında soluksuz okudum. Yayıneviyle de tanışma kitabım oldu ayrıca. Baskı ve sayfa kalitesi birçok yayınevine örnek olacak nitelikte. Demem odur ki her anlamda kocaman bir iyi ki Kıymetli yazar @ersin_dogan1 Bey’in diğer eserlerine de merakla bekliyorum.
#alıntılarım
Madem buranın hamuruna ilim irfan katılsın istiyorsunuz o zaman önce büyük bir kütüphane yapın.
Ben en çok sonbaharı seviyorum. Bana, evrenin bile renkleri solabiliyorken kendi kaderimi ağlamamın anlamsızlığını hatırlatıyor.
Bu yaşıma kadar öğrendiğim bir şey varsa o da görünenle görünenin ardında bekleyenin her zaman farklı olduğudur
@ersin_dogan1 @angeyayinlarikitap
#mahrumiyetoteli #ersindoğan #angeyayınları
Bir kadının gittiği, evden belli olur. Kadın giderken düzeni götürür bir kere. Yaşayan ev sarsılır. Ev dediğiniz şey küçük büyük elementlerden oluşur. Kadın olan evde, erkeğin anlayamayacağı bir denge vardır elementler arasında. Erkek her birine vakıf olduğunu düşünse bile, onların nasıl bir uyumla işlediğini bilemez. Kadın gidince evin dokusu bozulur, susuz kalmış çiçeğe benzer, solar. Küçük şeylerin izi silinir. Eşyanın dili tutulur, ev sağırlaşır.
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
«Orta Amerikada bir ülkede darbe oluyor. Bütün sanatçılar, yazarlar, şairler, bilim adamları, öğretmenler içeri. Görüş yok. 2 hafta, 3 hafta, 6 ay, 1 yıl. Dünyadaki bütün hukuk örgütleri, demokratik örgütler araya giriyorlar: "İnsanları içeri attınız dört duvar arasına, bari 1 seferlik bir görüş günü düzenleyin. Sevdikleriyle
Havada bir gevreklik, yeni bir olasılığın kokusu, yeni bir kahve fincanı için açıklanamayan bir özlem. Yeni bir dönem, yeni bir mevsim, yeni bir yıl... Okuma alışkanlığı konusunda kendi kitap listenizden başlamak için iyi nedenlerdir. Belki de artık eskisi kadar çok okumuyorsunuz veya kitap raflarınızdan ilham alamıyorsunuz. Öyleyse, bazı yeni alışkanlıklara başlama zamanı. İşte size okumaya dönmeniz için mükemmel öneriler! 🥰📚
1.Bir okuma günlüğü başlatın ve düşüncelerinizi bir yazıyla paylaşın: Güzel bir defter bulun, favori bir kalem alın ve ne okuduğunuzu takip edin.
2.Kitap raflarını düzenleyin ve biraz dağıtın: Şok edici ama gerçek! İnsanların çoğu kitaplarını hiç düzenlemiyor. Kaçırdığınız tüm o alfabetik eğlenceyi bir düşünün!
3.Sezonluk okuma listesini hazırlayın: Şimdi sıkı sıkıyla sarılma ve iyi bir kitaba başlama zamanı. Bazı kitap kurtları için sonbahar, sığınmak ve okumak için mükemmel bir mevsimdir.
4.Farklı kitap türleri keşfedin: Şiir kitabı okuyamıyorum ''ya da'' ''Ben sadece edebi kurgu okurum.'' Kendinizi bu şekilde mi sınırlandırıyorsunuz? Neden şimdi farklı bir şey denemek için kendinize meydan okumaya zaman ayırmıyorsunuz?
5.Bir kitabı kulübüne katılın: Okumanın en büyük zevklerinden biri (okumanın kendisi dışında) kitaptan edindiğiniz düşünce ve fikirleri alıp sevdiğiniz insanlarla - en azından kitabı okumuş insanlarla da - paylaşmaktır!
"Gerçek bir hayat hikâyesi olarak değil, gülüp geçtiğin basit romanlar gibi oku beni. Bir iz kalsın ardımda, ama okunduğu anda unutulacak bir iz. Unutulmayacak bir iz bırakan adamlardan değilim."
demişti günlüğünün ilk sayfalarında Ekmel Bey. Açıkçası O'nu da diğer günlüklerin sahibi Derya'yı da basit bir roman gibi okumak