Siyasi ustalığından mı yoksa yüce gönüllülüğünden mi bu şekilde davranmıştı? İşin aslı, pek de önemi yok. Çıkarlar ile ilkelerin sistematik bir şekilde zıt kutuplara yerleştirilmesi bir hata. Çünkü kimi zaman buluşabilirler. Kimi zaman yüce gönüllü davranış bir ustalık,alçaklık ise beceriksizliktir. Bizim sinik dünyamız bunu kabullenemese de Tarih bu yönde örneklerle doludur. Çoğunlukla, değerlerine ihanet eden bir ülke aynı zamanda çıkarlarına da ihanet eder.
_(Cia ajanı Fuller’in “Yeni Türkiye” planı- 2008)_
_Atatürkçülük öldü. Nurcular ileri. Paul Henze(Cia)
_Kemalizme son verip Osmanlıyla övünün. Fuller(Cia)
_Türkiye, Atatürk'ün mirasını reddedip Osmanlı şeriatına geri dönmelidir. Samuel Huntington. (Cia)
_Yapılması gereken Atatürk'ün İslam ve kürt düşmanlı olduğu fikrini yaymaktır. Kurt
Uygarlıkların Batışı Kitabında şöyle bir cümle vardı; Çoğunlukla değerlerine ihanet eden ülke, aynı zamanda çıkarlarına da ihanet eder.” Uygarlıkların doğuşu ve çıkarları kitap da ele alınmıştır. Kitapta Nasr dönemi Mısır’ına, İsrail devletinin doğuşuna, Protestanlığın serbestliğine şahit olup; Çinin, Hindistan’ın, Amerika’nın, İngiltere’nin çıkarlarını görebilirsiniz. Kitap tarih alanında güzel bilgilerle donatılmıştır.
Kitabın kapağında da özetlendiği gibi:
“Her ne kadar hâlâ süper güç olarak anılsa da ahlaki inandırıcılığını kaybetmekte olan Amerika; çağımızın en umut verici projelerinden biri olarak sınırları kaldırmayı amaçlayan, ancak bugün parçalanmanın eşiğine gelmiş Avrupa Birliği; umutsuzluğa kapılmış ve herkesin kendisinden nefret ettiği yanılsaması içinde dünyaya sırt çeviren Arap-Müslüman âlemi; yeni süper güç olma yolunda silahlanma da dahil her alanda büyük adımlarla birbirleriyle yarışan Çin, Hindistan, Rusya... “