Tarih, ders almak içindir.
"Sonra nasıl tarih okumuş bu? Osmanlı padişahlığı devri yalancı şahitli, rüşvetçi kadı mahkemeleri ile dolup taşardı. Her mahkemenin kapısı karşısında bir yalancı şahit kahvesi vardı. O devrin şeyhülislamları ve müftüleri değil midir ki İngilizlere kulluk ederek Anadolu'da vatanı kurtarmak için savaşan cihatçıları fetva ile "tekfir" etmişlerdir. Nasıl cumhuriyet memurudur bu ki cumhuriyete karşı padişahlık devrini ileri sürer? Nasıl cumhuriyet memurudur bu ki Anayasa korurluğu altındaki Medeni Kanun'un erkekle eşit kıldığı, açtığı ve her mesleğe serbest bıraktığı Türk kadınına hakaret eder? Nasıl din adamıdır bu ki dini, en kötü politikacılık yolunda "kirletmeye" cesaret eder?" Dönemin Konya Müftüsü hakkında #
Falih Rıfkı Atay
Falih Rıfkı Atay
Kalbimdeki Boşluk
Yorgunluk mutlulukla çok alakalı.Mutsuz insan hep daha çok yorgundur. Mutsuz yaşamak, yaşamak mıdır? İnsan bir şekilde kendini tanıyıp mutlu olmayı bulmalı.Doğru olan buydu .Yoksa hayat Tolstoy’un dediği gibi savaş ve barış romanındaki geçen cümlesi gibi “yiyordu içiyordu uyuyordu uyanıyordu ama yaşamıyordu “cümlesine benzer değil mi?
Reklam
O ne yaparsa yapsın ondan kopamamak...
Bazen içimizdeki boşluk duygusu o kadar yoğun ve derindir ki, hayatımıza aldığımız bize iyi geldiğini düşündüğümüz, çocukluğumuzdan parçalar taşıyan kişiyi o boşluğa oturturuz. O gitmesin diye elimizden gelen her şeyi yaparız. Gittiği an hemen dönmesini bekleriz. Bizi hırpalasa da onsuzluk, boşluk duygusundan daha kötü hale gelmeye başlamıştır. Onsuzluğa katlanamayız. Hiçbir şey hissetmemektense veya boşluğun getirdiği o acıyı, ona olan özlemin ağırlığını hissetmektense, bu acıya razı oluruz. Ne yaparsa yapsın affederiz. Peki bu kadar acı çekmeye gerek var mıdır? Sanırım iç meselelerimizi yansıtıp bağımlılık geliştirdiğimiz sağlıksız kişilerden uzaklaşmanın tek yolu içe dönmek. Çözüm dışarıdaki insanda değil, içerideki sende... Ne demiştik, durduğun yerde değersiz bir bütün olarak kalmaktansa, parçalana parçalana gitmenin büyük doğruluğuna inan... Kendine inan ve güven.. Ve en önemlisi kendine olan o saygıyı kaybetme :) geçecek...
Hakimin biri anlatıyor:
-Şimdi bizim adliyemizde adalet kartı sistemi var ve taraflar giremiyor. Başta yoktu. O zaman 4320 sayılı kanun vardı. O yasanın maduru biri kapımı çaldı ve içeri girdi ve oturdu, hakim bey dedi. -"Beni uzaklaştırdın evden, bizim hanım dostunu eve aldı ve nafakada bağladın hanıma böylelikle ben finansör oldum sende hukuki organizasyonu
"Yarınlar hep güzel olacak denir.Oysa bugünler, dünün yarınları değil midir?"
Victor Hugo
Victor Hugo
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir intihar mektubunda okumuştum, Mektubun sonunda şöyle bir ifade vardı ; Tanrım kollarını açar mısın? Sarılacak kimsem kalmadı yazıyordu. Bir insanın hayatında hissedebileceği en büyük yalnızlık da bu değil midir zaten. Sarılacak kimsesinin kalmaması . İşte o zaman dünyanın da bir anlamı kalmıyor...
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.