bu zamana kadar nasıl okumamışım bu kitabı, nasıl mahrum kalmışım bilmem... başladım, bi kaç saat sonra bitirdim... tekrar başlamayacağımdan ise hiç emin değilim. okumayan kimse kalmasın derim!!!
KerbelaSinan Yağmur · Profil Yayıncılık · 20121,983 okunma
Bu kitap gibisini okumadım. Şeker Portakalı ile birlikte en değer verdiğim kitaplar arasında başı çekiyorlar. Lakin ben büyük değilim, bu kitapları "bir, iki..." diye sıralayarak ifade etmeyeceğim.
Şeker Portakalı da "hoşçakal" diye bitiyordu. Hayata dair her şeyin özündeki, gözle bakarak görülmeyen, ancak yürekle baktığında elde edilebilen o güzellik vedaya ve acıya da öyle bütünüyle işlemiş ki... Bu kitap insanlığa verilmiş en büyük armağanlardandır.
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015233,8bin okunma
Berbat çevirisi yüzünden haftalardır elimde süründü. İnatla bitirmeye çalışıyorum. Nedret Tanyolaç Öztokat'ın çevirisinden bir örnek :
"Beni bekleyenin ne olduğunu ne de tüm bundan sonra neler olacağını biliyorum." (s.115)
Bunun gibi neler var! Kitabı alacaklara tavsiyem başka bir çevirisine ulaşmalarıdır. Nedret Tanyolaç Öztokat iyi bir akademisyen olarak anılırken böyle bir çeviriye nasıl imza atmış anlamış değilim.
…
Edit: Kitabı çevirisine rağmen bitirdim. Genelde Oktay Akbal çevirisi tavsiye edilmekte, haberiniz olsun. Söylemeden geçmeyeyim mutlaka okumanız gereken bir yapıt. İnsanoğlunun gerçeklerine (ölüm, yaşam, umut, ikiyüzlülük, dayanışma, mücadele, sevgi..) dair çarpıcı tespitlerle dolu…Bir alıntıyla bitireyim:
"Dünyadaki kötülük neredeyse her zaman cehaletten kaynaklanır ve eğer aydınlatılmamışsa, iyi niyet de kötülük kadar zarar verebilir. İnsanlar kötü olmak yerine daha çok iyidir ve gerçekte sorun bu değildir. Ancak insanlar bir şeyin farkında değillerdir, şu erdem ya da kusur denilen şeyin; en umut kırıcı kusur, her şeyi bildiğini sanan ve böylece kendine öldürme hakkı tanıyan cehalettir. Katilin ruhu kördür ve insan her türlü sağduyudan yoksunsa güzel aşk ve gerçek iyilik diye bir şey olamaz." s. 119
VebaAlbert Camus · Can Yayınları · 202019,9bin okunma
bu kitabı beğendiğimi söyleyemem çünkü karakter dağılımına baktığımızda bütün kötü ya da ilginç karakterleri Türkler iyi sade karakterleri ise Ermenilere paylaştırmış. burada milliyetçilik yapma amacında değilim ama her insan toplumunun da iyi ve kötüsü olduğunu okura yansıtmak için bu karakterleri iki toplumda da yansıtmalıydı bir yazar olarak.
Baba ve PiçElif Şafak · Doğan Kitap · 201215,7bin okunma
Bu kitabın yorumuna nereden başlayım bilemiyorum yayınevinin berbat çevirisi ve editörünün kitabı kontrol etmeden baskıya gönderip bizim sırf imla hataları, yazım hataları, eksik kalan bağlaçlar vs. yoksun kalmamıza neden olmasından mı? Yoksa yazarın absürd bir İskoç karakteri oluşturmasından mı, emin değilim. Yayınevi kitabı öyle iç içe geçirmiş ki hangi paragrafta kim konuşuyor birbirine karışmış. Hoş olmamış. Hele "Aye" kelimesini çevirmeden direk koymaları saçmalığın önce gideniydi, öyle çevrilmeden konsaydı Diana Gabaldon'un Yabancı serisinin kitapları bu kelimeden geçilmezdi... Gelelim karakterlere. Herkes Waryk'i sevmiş olabilir ama kitabın sonlarına doğru karısını öyle bir duruma sokuyor ki çıldırdım. İnanamadım. Dedim bir İskoç adam bunu sevdiği kadına yapmaz. O nedenle de bu karakterin zaten İskoç olmadığına bir kez daha emin oldum, herif o kadar geniş ki evlenmeden önce yattığı kadınla karısının olduğu bir yerde gayet yakın ve daha sonra bir olay nedeniyle o kadını bir de karısının yaşadığı eve yolluyor! Kafa göz dalmak istedim. Kitabın neredeyse ilk 200 sayfası Mellyora'nın kaçmaya çalışmalarına şahit olduk. Valla adamın bu yaptığını okuduktan sonra Mellyora'nın kaçmaları o kadar da saçma gözükmedi gözüme. Bu yazar bir de ödüllü ve çok tutulan biri ve bu kitapla tanışmamız yazar için de pek olumlu olmadı. Neyse tarihi, entrikası bol bir kitap.
Graham Serisi :
1. Come the Morning (1999) - Kader Ağları
2. Conquer the Night (2000)
3. Seize the Dawn (2001)
4. Knight Triumphant (2002)
5. The Lion in Glory (2003)
6. When We Touch (2004)
7. The Queen's Lady (2007)
Hmm.. Genel bilgi ile başlayalım en iyisi. Esas erkeğimiz Kenan, küçük yaşta kardeşinin başına gelen bir olay nedeni ile, o olayı gerçekleştirenlerden çirkin bir şekilde intikam almaya yemin etmiştir. Ve intikamını almıştır. Esas kızımız Lal ise bu intikam yüzünden hayatı 13 yaşında alt üst olmuş, masum kızımız. Olayların temeli intikam ve nefret duygusuna dayanıyor. Yazar kitaba 10 sene ekleyip devam etmiş. Yazarın okuduğum ikinci kitabı. İlk önce Not Seni Sevmiyorum kitabını okumuş, mizacını, yazış stilini sevmiştim. Ama bu kitap bilmiyorum.. Eski Yeşilçam filmlerini bile geçecek türden bir dram. "Hatırlar mısınız bir zamanlar yanınızda çalışan fakir ama gururlu bir genç vardı" gibisinden bir şey olmuş. Bu ikisinin arasında yaş farkı 19. Hadi dedim tamam bunu sindirebilirsiniz. Hele FMArsal okuyorsanız bu kadar yaş farkı gözünüze batmayabilir.. Ama sonra Kenan'ın geçmişte kızın annesi ile birlikte olması, sonra kızla beraber olması.. Ve kızın bunu sorun etmemesi.. Bilmiyorum. O kadar geniş bakamadım bu olaya.. Yazarın sıkı takipçileri eminim yine seveceklerdir. Ama dediğim gibi ben beğenmedim pek.. Ekstra bir not, kitabın çoğu yerinde size bu ikili Natalie ve Tamer'i bile hatırlatabilir bol bol. Yani temelde aynı olay örgüsü..
Yüreğim seni çok sevdi'nin Murat'ı hatırına başlamıştım en başta . Ama okudukça okudum . farklı kişiler farklı hikayeler farklı acılar . Tek bir mekan tek bir eğlence . Tek acı aşk değil bunu da anladığım bir kitap . Okudum ve pişman değilim kim ne derse desin . Bu kitap beni acılarımdan utandıran tek kitap .
Yazarın diğer kitaplarına bakarak biraz soluk kalmış bir kitap.Ama yinede Grange sürprizleri yer yer var kitapta. Ha okudum pişman mıyım, değilim. Bilsem yine okurum... Hiç kusura kalma Grange. İnsan Siyah Kan' ı, Sisle Gelen Yolcu' yu Leyleklerin Uçusu nu okuyunca beklentisi yükseliyor...Kal sağlıcakla...
KaikenJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 20135,3bin okunma