Marguerite Gautier ve Armand Duval'in hikâyesi Kamelyalı Kadın. Alexandre Dumas fils en başında uyarıyor okuru: bu gerçek bir hikâye ve kadın karakter hariç herkes hayatta.
1848'de yazmış Kamelyalı Kadın'ı oğul Dumas; toplumun ikiyüzlülüğü, toplumsal normlar, kadının toplumdaki yeri ve saf sevgi. O günden bugüne değişen çok şey yok aslında, verilen mücadele hâlâ aynı ve fakat Dumas'nın o dönemde kalemini erkek hegemonyasından yana kullanmamasını sevdim.
Üst seviyedeki erkeklerle beraber olan bir hayat kadını Marguerite Gautier ve sadece kamelya alıyor kendisine. "Bir kişinin diğerine olan sevgisini ve bağlılığını sembolize eder." deniyor kamelya çiçeği için. Kitabın çok daha başında anlaşılıyor Dumas'nın neden bu çiçeği seçtiği. Genç Armand Duval ile birbirlerine duydukları sevgi-aşk toplumda ve pek tabi Duval ailesinde yer bulamıyor kendisine. Bu aşamada devreye giren fedakarlıkla romatisizm akımının gerekliliğini yapıyor Dumas. Bütün bu duygu yoğunluğunun yanında bir toplum eleştirisi Kamelyalı Kadın: Marguerite eleştirilirken onunla adı geçen yüksek makam sahibi erkekler övülüyor -ta ki evlilik söz konusu olana kadar.
Toplumda kendine küçük de olsa yer edinme hakkı, sevgi ve mutluluğu elinden alınan bir kadının hikâyesi Kamelyalı Kadın ve ona sadakatiyle gerçek sevginin simgesi olan genç adamın. Kitabın ilk satırından son satırına kadar akıp giden cümleleri, üslubu ve ara ara yazarın devreye girmesini oldukça sevdim.