«Acaba kıpkırmızı olmuş gözlerine mi öyle görünüyordu, yoksa bu aşırı öfkeli Tanrıça'yı böylesine utku kazanmış bir edayla ve iğrenç görüntüsüyle daha önce hiç görmemiş miydi?»
Sayfa 52
«İçeri giren bütün ışıkları kendine çeken ve dışarıya geri fırlatan, varlıkların iskelet ve öteki organlarının çevrelediği çeşitli renklere bürünmüş Tanrıça heykeli, parlayan tacıyla taş duvardan dışarıya taşan ve bir tekerlek gibi dönen on sekiz koluyla, kesilmiş kafaların, kesilmiş el ve ayakların oluşturduğu bir kemerden dışarı fırlamış gibi duruyordu.»
Sayfa 52
Reklam
«Korkunç görünüşlü Tanrıça yaşam suyunun oluşturduğu denizde, bir kan denizinde yüzen kayığın içindeydi.»
Sayfa 52
«Şridaman, bu kurban düşkünü, bu ölüm getiren ve yaşam veren Tanrıça'nın vahşi görünümlü yüzüne ve kollarının başını döndürüp aklını başından alacak şekilde dönmesine zaman zaman hayranlığa dönüşen bir dehşetle ve tiksintiyle bakıyordu.»
Sayfa 53
«Ey, var olan bütün yaratıklar! Ey, eteğini kimsenin kaldırmadığı kocasız ana! Kendisinden doğan varlıkları ve yaşamları yeniden yutan, şehvet ve dehşetle herkesi kucaklayan ana! Halk seni, uğruna nice canlıyı kurban ederek onurlandırıyor, çünkü bütün varlıklara hayat veren kan, senin hakkındır! Eğer ben kendimi sana kurban edersem, mutluluğa kavuşmam için şefkatini benden esirgemezsin, değil mi? Kendimi sana kurban etsem de, bu yaşamdan kurtulmuş olmayacağım. Ama bırak da rahminin kapısından içeri girip sana geri döneyim, bu benlikten kurtulup şehvetten başı dönen Şridaman olmaktan çıkayım!»
Sayfa 53
«Bu anlaşılması zor sözleri söyledikten sonra, yerdeki kılıcı aldı ve kafasını gövdesinden ayırdı.»
Sayfa 53
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.