Entelektüel bir tartışmaya girmek âşık olmak gibidir. Öyle ki bittiğinde değişirsiniz, başka bir insan olursunuz. Karşınızdaki kişi de değişir tabii. Eğer fikrinizi gözden geçirmeye hazır değilseniz, kimseyle hiçbir konuda tartışmaya girmeyin. Sadece değişime açık insanlar gerçek anlamıyla münazara edebilir. Yoksa egolarımız zihnimizi kapatır. İllaki haklı olma arzusuyla konuşanlar asla diyalog kuramazlar.
Sayfa 234
**** Değişim, neye dönüşeceği ve ne sonuç getireceği belli olmayan bir süreç olduğu için çoğunlukla korkutucu geliyor insanlara. Oysa sabitlik çok daha riskli ve tehlikelidir. Sabit fikirlilikten tut da, tekdüze bir rutine esir olmaya kadar bütün hareketsizlik alanları körelticidir, yok edicidir, çürütücüdür. Değişmeyen fikirler, değişmeyen bir yaşam stili, değişmeyen bir iş, değişmeyen bir yeme düzeni, gelişmeyen bir ilişki, gelişmeyen beceriler, bir zaman sonra tehdit oluşturur. Değişime ve gelişime açık olmak yetmez, bunun için cesaretle ve bilinçle aksiyon alabilmek de gerekir. Cesareti olmayanlar esaret içinde yaşarlar ve maalesef çoğu hapishanesinin parmaklıklarını göremez bile. ****
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
Batı bu kadar işte
İngiltere açık bir toplum olarak değişime diğer toplumlardan daha açık olmasına rağmen, kadın haklarındaki gelişme son derece yavaş ve sancılı gerçekleşti. Bir de Ingiltere'de iktidar sahibinin kadın olması ve Kraliçe'nin zaman zaman kadınların talep ettikleri hakları eleştirmesi durumu biraz ironik hale getirmektedir. Kraliçe Victoria döneminde kadınların çalışma, eğitim ve sosyal yaşantı konusundaki varlıkları çok sınırlı kalmıştır. Gelişmenin yavaş olması; kadının erkekten daha düşük biyolojik özellikte ve yalnızca doğurmak üzere yaratılmış olduğuna inanılmasının sonucudur. Kadınlar, "çocuk doğurmak için yaratıldıklarından" kendilerinden iffetli olmaları bekleniyordu. İffetli olmak da kadının erkeğe bağlı bir yaşam sürmesi, gerekirse erkeğin şiddetine maruz kalması anlamına geliyordu. Erkeklerin kadınları istedikleri zaman dövebilmeleri kanunların teminatı altına alınmıştı. Kadınların kendi adlarıyla mülk edinmeleri mümkün değildi. Seçme ve seçilme hakkı ise söz konusu edilemezdi.
Entelektüel bir tartışmaya girmek aşık olmak gibidir. Öyle ki bittiğinde değişirsiniz, başka bir insan olursunuz. Karşınızdaki kişi de değişir tabii. Eğer fikrinizi gözden geçirmeye hazır değilseniz,kimseyle hiçbir konuda tartışmaya girmeyin. Sadece değişime açık insanlar gerçek anlamıyla münazara edebilir. Yoksa egolarımız zihnimizi kapatır. İllaki haklı olma arzusuyla konuşanlar asla diyalog kuramazlar.
ENERJİ VE ŞİFA Neden Hastalık? Berrak Renk, D51902, St. Louis, MO. Soru: Hastalık denen şeyin neyle ilgili olduğunu bilmek istiyo­ rum. Hastalık hangi rolü oynar, neye hizmet eder? Grup: Farklı formları içinde hastalık daima bir amaca hizmet eder. Siz fiziksel bir bedenle başa çıkmaya çalışan ruhsal var­ lıklar olarak burada bulunuyorsunuz.
Buraya da bir soru işareti bırakalım...
Tüm kültürlerde erkekler açık renkli kadınları çekici bulurlar çünkü bir bakıma beyaz ten kadınlarda doğurganlığı ima eder (belki de yumurtlama sırasında ten beyazlamaktadır) Açık ten ayrıca yaşla ilgili belirteçleri daha iyi gözlemlemeye olanak tanıdığı için çekicidir; yaş, özellikle kadınlarda doğurganlığın önemli bir boyutudur. Buna ek olarak açık ten genelde düşük testosteron işaretçisidir. Feminen karakteristiklerin belirteçlerinin bir parçasıdır. Kadınlar feminen olmak (erkekler de maskülen olmak) üzere evrildiğinden ötürü, çok az değişime uğramış iyi genleri özü itibariyle belirtmektedir.
Sayfa 40 - Liberus Kitap
Reklam
158 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.