Değişim, neye dönüşeceği ve sonuç getireceği belli olmayan bir süreç olduğu için çoğunlukla korkutucu geliyor insanlara. Oysa sabitlik çok daha riskli ve tehlikelidir. Sabit fikirlikten tut da, tekdüze bir rutine esir olmaya kadar bütün hareketsizlik alanları körelticidir, yok edicidir, çürütücüdür.Değişmeyen fikirler, değişmeyen bir yaşam stili, değişmeyen bir iş, değişmeyen bir yeme düzeni, gelişmeyen bir ilişki, gelişmeyen beceriler, bir zaman sonra tehdit oluşturur.Değişime ve gelişime açık olmak yetmez, bunun için cesaretle ve bilinçle aksiyon alabilmek de gerekir. Cesareti olmayanlar esaret içinde yaşarlar ve maalesef çoğu hapishanenin parmaklarını göremez bile…
Destek YayınlarıKitabı okudu
Değişime açık olmak
Sürekli değişime açık olduğunuz zaman müthiş mucizeler yaşayabilirsiniz. İnsanlar dünyada mümkün olan her şeyi yapabilir.
Reklam
Entelektüel bir tartışmaya girmek aşık olmak gibidir. Öyle ki bittiğinde değişirsiniz, başka bir insan olursunuz. Karşınızdaki kişi de değişir tabii. Eğer fikrinizi gözden geçirmeye hazır değilseniz kimseyle hiçbir konuda tartışmaya girmeyin. Sadece değişime açık insanlar gerçek anlamıyla münazara edebilir. Yoksa egolarımız zihnimizi kapatır. İllaki haklı olma arzusuyla konuşanlar diyalog kuramazlar.
Günümüzde öğretmen ,yeni bilgi ve önerilere ,değişime açık olmak , sürekli olarak kendini yenilemek zorundadır. Artık öğretmen , alan bilgisi ,genel kültür ve pedagojik formasyon bakımından kendini sürekli geliştirme çabası içinde olmadan ,bu çerçevede bilim dünyasındaki yeni gelişmeleri yakından takip etmeden asla başarılı olmaz .
“Entelektüel bir tartışmaya girmek âşık olmak ' gibidir. Öyle ki bittiğinde değişirsiniz, başka bir insan olursunuz. Karşınızdaki kişi de değişir tabii. Eğer fikrinizi gözden geçirmeye hazır değilseniz, kimseyle hiçbir konuda tartışmaya girmeyin. Sadece değişime açık insanlar gerçek anlamıyla münazara edebilir. Yoksa egolarımız zihnimizi kapatır, illaki haklı olma arzusuyla konuşanlar asla diyalog kuramazlar.
''Unutma, fikren değişime açık olmak ve bunu sağlayanı izlemek seni olduğundan daha özgür biri yapar.''
Reklam
Ekmeğin zorla elde edileceğinin farkında olmak lazım. Bakın söylüyorum, çocuğunuzu gelecekteki zorluklara göre yetiştirin. Bu kadar basit... Şu andaki gibi çocuk yetiştirilmez. Çocuğunuza zorluğu göstereceksiniz. Onu kendiniz eğitecek, onunla bağ kuracaksınız. Ismarlama, tezgâhtan çıkma eğitim olmaz. Çocuğun eğitimi; 10 kuruşluk dondurma, 50 kuruşluk pandispanya gibi satın alınamaz. Bizde çocuklar belli bir okula veriliyor, çünkü efendim orada hâli vakti yerinde aileler çocuk okutuyor; verdikleri çocuğun da onlarla bir kalıba girmesi bekleniyor. Öyle bir şey olabilir mi? İnsanlar herhangi bir kalıba sırf okulla girmez; gayet açık ki bu, değişime uygun bir şahsi yetenek meselesidir. Okul dışı eğitim yönlendirmeleri bu asırda her ülkede başta gelmektedir.
Sayfa 180Kitabı okudu
**** Değişim, neye dönüşeceği ve ne sonuç getireceği belli olmayan bir süreç olduğu için çoğunlukla korkutucu geliyor insanlara. Oysa sabitlik çok daha riskli ve tehlikelidir. Sabit fikirlilikten tut da, tekdüze bir rutine esir olmaya kadar bütün hareketsizlik alanları körelticidir, yok edicidir, çürütücüdür. Değişmeyen fikirler, değişmeyen bir yaşam stili, değişmeyen bir iş, değişmeyen bir yeme düzeni, gelişmeyen bir ilişki, gelişmeyen beceriler, bir zaman sonra tehdit oluşturur. Değişime ve gelişime açık olmak yetmez, bunun için cesaretle ve bilinçle aksiyon alabilmek de gerekir. Cesareti olmayanlar esaret içinde yaşarlar ve maalesef çoğu hapishanesinin parmaklıklarını göremez bile. ****
Sayfa 116Kitabı okudu
Batıdan başka ne beklenirdi ki
İngiltere açık bir toplum olarak değişime diğer toplumlardan daha açık olmasına rağmen, kadın haklarındaki gelişme son derece yavaş ve sancılı gerçekleşti. Bir de Ingiltere'de iktidar sahibinin kadın olması ve Kraliçe'nin zaman zaman kadınların talep ettikleri hakları eleştirmesi durumu biraz ironik hale getirmektedir. Kraliçe Victoria döneminde kadınların çalışma, eğitim ve sosyal yaşantı konusundaki varlıkları çok sınırlı kalmıştır. Gelişmenin yavaş olması; kadının erkekten daha düşük biyolojik özellikte ve yalnızca doğurmak üzere yaratılmış olduğuna inanılmasının sonucudur. Kadınlar, "çocuk doğurmak için yaratıldıklarından" kendilerinden iffetli olmaları bekleniyordu. İffetli olmak da kadının erkeğe bağlı bir yaşam sürmesi, gerekirse erkeğin şiddetine maruz kalması anlamına geliyordu. Erkeklerin kadınları istedikleri zaman dövebilmeleri kanunların teminatı altına alınmıştı. Kadınların kendi adlarıyla mülk edinmeleri mümkün değildi. Seçme ve seçilme hakkı ise söz konusu edilemezdi.
Buraya da bir soru işareti bırakalım...
Tüm kültürlerde erkekler açık renkli kadınları çekici bulurlar çünkü bir bakıma beyaz ten kadınlarda doğurganlığı ima eder (belki de yumurtlama sırasında ten beyazlamaktadır) Açık ten ayrıca yaşla ilgili belirteçleri daha iyi gözlemlemeye olanak tanıdığı için çekicidir; yaş, özellikle kadınlarda doğurganlığın önemli bir boyutudur. Buna ek olarak açık ten genelde düşük testosteron işaretçisidir. Feminen karakteristiklerin belirteçlerinin bir parçasıdır. Kadınlar feminen olmak (erkekler de maskülen olmak) üzere evrildiğinden ötürü, çok az değişime uğramış iyi genleri özü itibariyle belirtmektedir.
Sayfa 40 - Liberus Kitap
Reklam
"Entelektüel bir tartışmaya girmek âşık olmak gibidir. Öyle ki bittiğinde değişirsiniz, başka bir insan olursunuz. Karşınızdaki kişi de değişir tabii. Eğer fikrinizi gözden geçirmeye hazır değilseniz, kimseyle hiçbir konuda tartışmaya girmeyin. Sadece değişime açık insanlar gerçek anlamıyla münazara edebilir. Yoksa egolarımız zihnimizi kapatır. İllaki haklı olma arzusuyla konuşanlar asla diyalog kuramazlar."
Sayfa 211Kitabı okudu
Üçüncü Yol
"Entelektüel bir tartışmaya girmek aşık olmak gibidir. Öyle ki bittiğinde değişirsiniz, başka bir insan olursunuz. Karşınızdaki kişi de değişir tabii. Eğer fikrinizi gözden geçirmeye hazır değilseniz, kimseyle hiçbir konuda tartışmaya girmeyin. Sadece değişime açık insanlar gerçek anlamıyla münazara edebilir. Yoksa egolarımız zihnimizi kapatır. İllaki haklı olma arzusuyla konuşanlar asla diyalog kuramazlar."
Sayfa 211 - Doğan KitapKitabı okudu
"İnsan son nefesine kadar değişime açık bir varlıktır"...
Sayfa 43 - TimaşKitabı okudu
Entelektüel bir tartışmaya girmek aşık olmak gibidir. Öyle ki bittiğinde değişirsiniz, başka bir insan olursunuz. Karşınızdaki kişi de değişir tabii. Eğer fikrinizi gözden geçirmeye hazır değilseniz, kimseyle hiçbir konuda tartışmaya girmeyin. Sadece değişime açık insanlar gerçek anlamıyla münazara edebilir. Yoksa egolarımız zihnimizi kapatır. İllaki haklı olma arzusuyla konuşanlar asla diyalog kuramazlar.
Sayfa 211Kitabı okudu
201 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.