Anton Çehov, Rus edebiyatının yapıtaşlarından olmakla beraber modern öykünün de ustaları arasında sayılmaktadır. Puşkin ödülünü de kazanmış olan yazar Altıncı Koğuş, Alacakaranlıkta gibi güzel öyküler yazmış, aynı zamanda da bir çok tiyatro oyununun sahnelenmesine vesile olmuştur.
Altıncı Koğuşta ise kendisini kasaba da oldukça yalnız
Ve bitti!
Öyle bir ikilemdeyim ki şimdi...
Bir tarafım neden bu kadar geç kaldım diyor, bir tarafım nereden okudum seni!
Ben şimdi nasıl unuturum okuduklarımı ve nasıl devam ederim eskisi gibi!
Nereden başlayacağımı, nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Okurken nasıl okuyacağımı da bilemedim. Dinlene dinlene okudum eseri. Daha iyisi gelmedi elimden.
Bence dünyanın en güzel romanı budur... Evet, kabul ediyorum, tamamen kişisel bir görüş bu ancak ben öyle olduğuna inanıyorum. Bu görüşe ilk sahip olduğumda henüz bir üniversite öğrencisiydim ve kitap okuma maceramın başlarında sayılırdım. Lakin aradan uzun yıllar geçti, aralarında hatırı sayılır miktarda roman da olan binden fazla kitap okumuş
Eveeeeeet! Kitabımız bitti.
Şimdi kitapla ilgili şunu belirtmeliyim ki edebiyat dünyası ikiye ayrılmış durumda. Bir gurup eleştirmen ergenlik dönemine girmiş bir çocuğun iç konuşmalarını koca bir safsata olarak görürken bir gurup eşleştirmen ise yine ergenliğe girmiş bir çocuğun aile sevgisinden mahrum kalması sonucu hayata umutsuz bakmasının
Albert Einstein bir keresinde " Bilginin Tek Kaynağı Tecrübedir " demişti .
Bilgiyi iki yoldan elde edebiliriz.
1)Benlik deneyimi
2)Başkalarının deneyimi
Kitap okurken, diğer insanların deneyimlerinden bilgi ediniriz.
Kitaplar, dünyanın en büyük adamlarından bazılarının deneyleri ve deneyimleriyle elde edilen bilgileri içerir.
İyi yazarların kitaplarını okumak, bu kitapları yazan dünyanın en bilge insanlarıyla sohbet etmek gibidir.
Bu büyük adamlardan herhangi bir aracı olmadan doğrudan bilgeliği öğreniriz.
Bu nedenle kitapların insanın en iyi dostu olduğu söylenir.
Aslında kitaplar arkadaşlardan bile daha iyi olabilir, çünkü arkadaşlar genellikle bizi tavsiyelerine uymaya zorlar, ancak kitaplar sevdiğimiz şeyleri takip etmemize ve sevmediklerimizi bırakmamıza izin verir.
Kitaplar, başarısızlıkların acısını çekmeden zihinsel ve entelektüel kapasitemizi geliştirmenin en iyi kaynağıdır.
Eylemlerimiz düşüncelerimiz tarafından yönlendirildiği için bilgi aynı zamanda eylemin gerçekleştiricisidir.
Doğru bilgiye sahipseniz, doğru eylemleri yapma olasılığınız daha yüksektir.
Yanlış bilgiye sahipseniz, muhtemelen daha fazla hata yaparsınız.
İyi kitaplar okuduğunuzda düşüncelerimiz değişir ve iyi bir insan oluruz, daha az hata yaparız ve bu dünyada daha iyi bir yaşam sürmüş oluruz.
• Evlendikten sonra birincil aileniz, eşiniz ve çocuklarınızdır.
• Evlenen değişir. Evlendiği halde bekârlığını sürdürmeye çalışan, evliliği hazmedememiştir.
• Evlilik, güç birliğidir, güç savaşı değildir.
• Evlilikte iki tarafın da kendine ait özel alanı olmalıdır. Bu kafasına göre takılmak değil, birey olmasının koşuludur.
•Evlilikte
Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabını bi arkadaşımın vasıtasıyla tanıdım.Kitabın beni zorlayacağını hiç düşünmemiştim çünkü az çok vakıf olduğumu düşündüğüm fikirlere bi kat daha çıkmaktı amacım.Aslında beni yanıltmasıda hoşuma gitmedi değil.Çünkü uzun zamandır beni zorlayan kitaplarla karşılaşmamıştım.Bi yerde okumuştum bi adam okuduğu hiç bir kitabı
Oturduğum masadan sıkılan gözlerle etrafı izliyorum. Klasik bir salon düğünü işte. Etrafa kısık gözlerle bakıp, bekar oğullarına kız arayan anneler, etrafta koşuşturan çocuklar, uzun süredir görüşmüyoruzlar, niye hiç aramıyorsunlar, sen niye aramıyorsunlar. Ben aramasam sormasam arayacağın soracağın yoklar, çok güzel olmuşsunlar, kıyafetin