Sizi birinin kameraya kaydettiğini düşünün. Çekim sonrasında hemen gidip nasıl göründüğünüzü görmek istersiniz değil mi? Dışarıdan nasıl göründüğümüzü ne kadar da merak ediyoruz. Bizim kendimizi aynada gördüğümüz gibi olan halimiz başka, diğerlerinin gördüğü gibi olan binlerce halimiz bambaşka. Yaşarken bambaşkayız kendimize bakarken bambaşka.
❝Servetinden ve servetin doğuracağı kaygılardan kaçarak Efes’te, tapınak direkleri arasındaki gölgelikte, incelemeler yapmak üzere yoksul bir hayatı seçen Herakleitos (M.Ö. 530-470), bilimi, astronomiden alıp günlük sorunlara çevirmiştir. “Her şey durmadan akıyor ve değişiyor,” demiştir. En durgun maddede bile göze görünmeyen bir akış, bir hareket vardır. Kozmoz tarihi tekrarlanan dönemler hâlindedir. Hepsi de ateşle başlayıp ateşle son bulur. “Her şey mücadeleyle doğar ve ölür,” der, Herakleitos. “Savaş her şeyin babası ve kralıdır. Kimini tanrı, kimini insan yapmıştır. Kimini özgür, kimini köle.” Mücadele olmayan yerde çürüme vardır: “Sarsıntı geçirmeyen karışım, bileşkenlerine ayrılır.” Bu değişim, mücadele ve seçim akışında değişmeyen tek yasadır. “Her nesne için ayrı olan bu düzeni ne tanrılar, ne de insanlar yapmıştır. Tâ başlangıçtan beri vardı, şimdi de var, gelecekte de var olacaktır.❞
Değişmeyen tek şey değişim olduğundan, acaba insanlar, hayatta gerçekten tamamlayabilecekleri tek şey o olduğu için mi ölümü arzuluyorlar, diye düşünüyorum.
Öncelikle kitap kesinlikle +21, benim kafa yaşım bu kitabı okumak için küçük olduğundan okurken çok zorlandım. Öyle sahneler vardı ki. Aklımın almadığı, midemin bulantısından kitabı kapattığım sahneler... Aziz Nesin ile bu kitapla tanıştığım için üzüldüm. Çünkü sevdiğim biri.
Bahsettiğim sahneleri göz ardı edersek kitabın konusu ve kullandığı dili çok beğendim. Dili yormuyordu. Konusu da net bir şekilde ne anlatılmak isteniyorsa anlatılmıştı. Benim için kriter kitapta verilen mesajı alıp alamamamdır. Bu kitapta verilen mesajı aldığımı düşünüyorum.
Herakleitos "Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir. "demiş, Aziz Nesin de değişim konusunu bu cümle kadar net ve güzel anlatmış. Bende incelememi Berber Hayri'nin son sözü ile bitirmek istiyorum; "Siz başka birini asıyorsunuz."
Ivan Sergeyeviç Turgenyev'in kaleme aldığı nihilizm üzerine yazılmış ilk roman. Dönemin Rusyasındaki kuşak çatışmasını, yeni neslin gelenekleri yok sayan nihilizmine karşı, babaların soylu değerlerle dolu geleneksel yaşamını konu alır.
Bazarov'un yer yer acımasızlaşan gerçekçiliği, tüm hiçliği kabullenmesi, babaların oğullara olan yaklaşımı, oğullarını sıkmamak için sevgilerini bile gösterememeleriyle beni fazlasıyla etkilemiştir.
19. yüzyıldaki Rusya'nın sosyal-kültürel yapısını en iyi anlatan ve aynı zamanda bir jenerasyonun öncekinden ne kadar derin çizgilerle ayrılabileceğini gözler önüne seren konusu ile zamansız bir eserdir. Çünkü değişmeyen tek şey olan değişim, nesilleri birbirinden tarih boyunca koparmış olup koparmaya devam edecektir. Kitaba başlamadan önce ciddi bir kuşak çatışması okuyacağımı düşünüyordum ama öyle bir kitap değil. Tam tersine ailelerin çocuklarının seçimlerine basıl da saygılı olduklarını, gençlere nasıl da güvendikleri okunuyor.
Babalar ve OğullarIvan Turgenyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202144.9k okunma