Hiç değişmiyor
Sanki konuşursam, içimde azalan yaşama gücü büsbütün bırakıp gidecekti beni. Konuşmadan, düşünmeden, hareket etmeden durmakla koruyabilirdim gücümü ancak.
Oğuz Atay
Oğuz Atay
inandığımız doğrular değişiyor sevdiğimiz yemekler keyifle izlediğimiz diziler ağzımızdan düşmeyen şarkılar değişiyor mevsimler insanlar değişiyor ama benim ona sevgim hiç değişmiyor
Reklam
Bir takım değişimsel mevzular... :))
Whatsapp bile değişti. Ben nasıl değişmem. Sen nasıl değişmezsin. Değişime direnen ilerleyemez. Hayatın seni değiştirmesine, geliştirmesine izin vermezsen olduğun yerde kalırsın. Derler ki; "Kendini ilerletmezsen ileride sana gerek kalmaz." O gün bugün. Adım atacağın gün bugün. Yeniden kalkacağın, yürüyeceğin, koşacağın gün bugün. Düne takılmayı bırak, geleceğe odaklan. Dün değişmez ama geleceğin için herşey çok başka olabilir. (Yahu Whatsap güncellemesi ile ilgili 1 2 kelam edecektim. Yine nasihate döndü konu iyi mi? 🤭😁 Bazı şeyler ne yaparsanız yapın değişmiyor galiba... Neyse denemekte iyidir. En azından denedik deriz. Deneyin... 🤭💐)
“ Değişmiyor… Değişmek olanaksızdır, dedi. “
388 syf.
·
Puan vermedi
Yıl 1402... Yıldırım Bayezid ile Timur arasındaki o müthiş mücadele zemininde tarih ve kurgunun iç içe geçtiği özenli bir çalışma olmuş. O yılların ikliminde olmak müthişti çünkü tüm yazılanlar sanki yanınızda gerçekleşiyor. Tüm detayları ince ince teğellemiş yazar. Yazılanları okurken sanki o dönemi tasvir eden bir tablonun önündeymiş gibi hissettim. Tarihin bu şekilde kurgu zemininde verilmesi hem geçmiş bilgilerinizi çağrıştırıyor hem de o dönemin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını ortaya koyuyor. Tarihler farklı olsa da insanın içindeki hırs, güç, intikam ve ihanet duyguları değişmiyor olsa gerek. İnsan her zaman insan olarak içindeki tüm duyguları gerçekleştirebilmek için ihanet etmekten de hiçbir zaman geri durmuyordu. İçindeki her bir karakter bölüm bölüm çok güzel işlenmiş. İlerleyen sayfalarda onları daha yakından tanıyorsunuz. Savaşın tüm zorlu kısımları, coğrafyası ile birlikte verilmiş. Dolayısıyla okurken zihninizde canlandırıyorsunuz her bir detayı. Taht kavgaları içindeki süreci de hatırlatıyor aynı zamanda. İnsan bu uğurda nelerden vazgeçer, neleri yok eder ve hangi bedelleri öder büyük hırslar içindeki güç savaşlarında ziyan olan masum hayatları da hatırlıyorsunuz. İnsanların tanıklık etmeye zorlandığı anları bile okumakta sıkıntı duyarken, yaşatılan gerçekliğin tüm kederlerini, tarihin satırlarında bırakmak dileğiyle...
Diyarın Kıyameti : Filin Gazabı
Diyarın Kıyameti : Filin GazabıOktay Volkan Alkaya · Kanon Kitap · 20248 okunma
Reklam
Her şeyin sonunda değişeceği, her şeyin bambaşka olacağı bir yere... Ama hiçbir şey değişmiyor; asla..
Sayfa 9 - Martı YayınlarıKitabı okudu
Kaçtı hepten keyfim kaçtı san yaşlı genzim Çizme sınır kırıp döker beynim ateş edildin Sonuç belli değişmiyor rengim Adım belli sanım belli bu sefer ki şartellerime değdi
ne kadar uğraşsan da bir şey değişmiyor..
Herkes her şeyi sınırsızca yaşarken sen içine saklıyorsun, korkuyorsun... belki hak görmüyorsun belki çoktan vazgeçtiğin yaşamak denen şu telaşa yeniden tutunur gibi oluyorsun. Her hâlükârda işin zor, zamanın dar, inancın zayıf, insanlar acımasız ve bu hiçbir yerde değişmiyor.
Reklam
Haçlılar
Bunlar hiçbir şey öğrenmiyorlar Şark’ta; giyimleri değişmiyor, temizlik alışkanlıkları değişmiyor, yemek, hatta dil öğrenmiyorlar. Hayatları geldikleri gibi devam ediyor, kendi feodal nizamlarını getirip yerleştiriyorlar, kendi kilise hiyerarşileri aynen kalıyor; Doğulu Hıristiyanlarla, Yahudilerle, Müslümanlarla araları kötü. Çocuklarını okutmak istedikleri zaman katiyyen o devre göre mükemmel olan Şark medreselerinde değil, gene Avrupa’ya yollatıp okutuyorlar ve buradan geldikleri gibi gidiyorlar.
Profil kapıma kilit vursam da değişmiyor sonuç, bu hanımefendiler çilingir gibi, mübârek... :)
"Hiç bilmiyorum. Hayat devam ediyor ve kim olduğum gerçeği değişmiyor."
Sayfa 225Kitabı okudu
Bu hiç değişmiyor ya...
Aldatmalarda genellikle erkeklerin tavrı ikiye ayrılır Bir şekilde kendini affettirmenin peşinde koşanlar ve diğer yanda sonuna kadar inkar edenler...
Sayfa 208Kitabı okudu
Mustafa Reşat Mimaroğlu hem yeni rejime entegre olabilmiş hem Talât’ın tornasından çıkmış, onun itimat ettiği, problem çözücü bir bürokrat olarak gördüğü kişi Mustafa Kemal’in de ilgisine mazhar olmuş ve 1934’te Danıştay Başkanı yapılmıştır. Hep diyoruz ya, “nasıl oluyor, neden değişmiyor?”, neden değişmediğini, çekirdeğin ne kadar sert olduğunu görmek için en alt kadrolara bakmak gerekiyor. Çünkü oraya baktığımızda o “devlet aklı”nın nasıl nesilden nesile aktarıldığını, onlar tarafından nasıl taşıyıcılığının yapıldığını görebiliriz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.