sedef gn

Savaş her şeyi, kimsenin gözünün yaşına bakmadan yutup yok ediyordu: Hayatı, işi, hürriyeti; hatta çocukların bir kaşık çorbasını yalayıp yutuyor, en küçük bir buğday tanesini bile doymak bilmeyen midesine indiriyordu.
Reklam
Demiri nasıl tavında dövmek gerekiyorsa, çekiç darbelerini nasıl soğutmadan indirmek gerekiyorsa her kelimeyi de öyle tam zamanında söylemek gerekiyordu. O anı geçince soğuyor, katılaşıyor, insanın yüreğine taş gibi oturuyor ve bu ağırlığı kaldırıp atmak hiç de kolay olmuyordu.
Bir insanın kaderi, dağdaki patika gibidir: Bazen çıkar, bazen iner, bazen de dibi görünmeyen bir uçurumun başına gelip durur.

Reader Follow Recommendations

See All
sedef gn tekrar paylaştı.
Bu dünya var olalıdan beri, bütün çağların, bütün yüzyılların izlerini taşıyorum ben. Tarih kitaplara sığmaz.
Bir şekilde her birimiz hayatımıza devam ediyoruz, diye düşündüm. Ne kadar büyük ve ciddi bir kayıp yaşasak da, ne denli önemli şeyler elimizden alınmış olsa da ya da sadece üzerimizdeki deri aynı kalıp kendimiz tamamıyle farklı bir insana dönüşmüş olsak da, sessizce yaşamımızı sürdürüyoruz. Bizim için belirlenmiş zamanın sonuna doğru gittikçe yaklaşıyor, ardımızda bıraktığımız zaman dilimi uzaklaşıp kaybolurken ona veda ediyoruz. Gündelik hayatın sonu gelmez işini gücünü tekrar tekrar- bazı durumlarda büyük bir beceriyle- yaparak.
Sayfa 227Kitabı okudu
Reklam
Ancak ben kendimi anlatırken, anlatılan benin bazı özellikleri kaçınılmaz olarak anlatıcı ben tarafından- değer yargısı, algı derecesi, gözlem yeteneği, çeşitli gerçekçi çıkarımlar açısından-seçilip ayıklanacak. Öyle olunca da, anlatılan ''ben'' aslında ne kadar nesnel gerçekçiliği yansıtacak acaba?
610 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 16 days
Cevdet Bey ve Oğulları
Cevdet Bey ve OğullarıOrhan Pamuk
8/10 · 5.9k reads
O zaman anladım; biz harika yol arkadaşlarıydık ancak sonunda her birimiz kendi rotasında gidecek yalnız bir metal kütlesinden başka bir şey değildik. Uzaktan bakınca kayan yıldızlar kadar güzel görünüyorduk. Gerçekte ise tek başına uzaya hapsolmuş, hiçbir yere gidemeyen tutsaklar gibiydik. Ancak iki uydunun yörüngeleri tesadüfen kesişince bir araya gelebiliyorduk. Hatta birbirimize duygularımızı bile açabilirdik. Sadece bir anlığına. Hemen sonraki an ise mutlak bir tek başınalığa doğru savrulacaktık. Günün birinde yanıp yok oluncaya dek.
Sayfa 131Kitabı okudu
152 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.