“ - İnsanlar neden ölür?
+ Değişir; kalp krizi, kanser, kaza, yaşlılık.
– Yani, ölüm ne demek?
+ Kalbin kan pompalaması durur, beyne kan gitmez, hareket durur, her şey durur. Her şey biter.
– Geriye ne kalır?
+ Bir insan ne yaşamışsa, bu onun anıları ve bıraktıklarıdır. Anılar önemlidir. Birisini, belli özelliklerini, belli yanlarını hatırlarsın. Onun yüzünü, gülüşünü, bir dişinin eksik olduğunu hatırlarsın. Bunları düşünmek için çok gençsin.
– Hiç ruhtan bahsetmedin.
+ Ruh diye bir şey yok.
– Teyzem olduğunu söyledi.
+ Bazıları ona inanarak daha rahat eder.
– Sen inanıyor musun?
+ Ben mi? Açıkçası bilmiyorum. Neden? Ne oldu?
– Hiç, sadece soruların cevabını bulduğumda mutlu oluyorum. Bir de güvercinler ekmek kırıntılarına geldiğinde mutlu oluyorum.”
(Dekalog 1)
Barbaros
@kieslowskimavisi
·
06 Aralık 2022 00:12
Y.A.: Cennete mi gidersiniz acaba?
M.D.: Hayır, gülerim buna.
Y.A.: Neden?
M.D.: Bilmiyorum, inanmıyorum da zaten.
Y.A.: Peki öldükten sonra, ne kalır geriye?
M.D.: Hiçbirşey. Gülümseyenler de, anımsayanlar da, yaşayanlardır yalnızca.
Latin Amerika’nın Poe‘su; Cortázar, Borges ve Márquez gibi yazarların öncülü, müthiş öykücü Horacio Quiroga’nın aşk ve ölüm gibi bıçak sırtı temaları büyüleci üslubuyla kaleme aldığı on beş öykü ve öykü üzerine dört kısa denemenin yer aldığı bu kitabı bitirir bitirmez hemen sizlerle paylaşmak istedim. Aslında önce #storytel uygulamasında dinledim
"Sinema hiçbir şeyi değiştiremez; ama insanların birçok şeyi anlamalarını sağlar. Dünyayı değiştirecek olan şey filmler değil, o filmleri izleyen insanlardır."
Dekalog 3 (Kieslowski, 1988)
Dekalog. Yahudinin kitabındaki on emirden ikisi: Öldürmeyeceksin. Zina yapmayacaksın.
Ahlak arayışları, dilemmalar, kafa karıştıran sorular. O on filmi bir de Sanem'le birlikte seyretmiştik. Her birinin üstüne saatlerce konuşmuştuk.
Senaryoyla film arasındaki bir başka önemli fark Dekalog 4’te görülür: Senaryonun en sonunda, Michal pek iyi göremediği için bisikletiyle trafikten hızla çıkıp gidebilen bir adamın (filmde yer verilmeyen) öyküsünü Anka’ya anlatır; adam gözlüklerini taktığı anda, kıpırdayamaz hale gelmiştir -fazla bilginin yaşama etkin katılımı nasıl engelleyebileceğini belirtmenin hoş bir yolu...