Sevgi...
Allahım!... Ağaç ve yaprakları, kuru çamur ve ağırlıklarınca Efendimiz Muhammed'e salât eyle...
Açıklamalı Delailü'l Hayrat
Açıklamalı Delailü'l Hayrat
Ne zaman içim sevgi hissinin coşkusuyla dolsa, ne zaman o sevgi coşkusunu iliklerime değin yaşamak istesem Delâilü'l- Hayrât'ta buluyorum rûhumu... 'Kuru çamur ve ağırlıklarınca...' Böyle detâylarda çağıldıyor rûhum, sevgi âh sevgi, işte bu yââ sevgi.... İliklerine değin tâne tâne yaşamak, görmek, bilmek, hissetmek.... Hiçbir zerresini isrâf etmemek.... Sevginin o sonsuzluğuna daldığında kalbin sevgiden bir süre sakinleşememesi hissi, öyle güzel, öyle derin, öyle başka ki, tam o lahzâ da sevgi haykırışları hissi... Sonra sessizce sakinleşivermek....
Delâilü'l-Hayrât...
Âhh sevgi, som sevgi... Bütün bütün o zerrelerine değin sayma isteği... Tane tane, tek tek ve büyük ve küçük kavramının olmadığı o sevgi âlemi... Her zerrenin âlemleri içine almışcasına ki o derin his âlemi... Ahh sevgi ne güzelsin.... Ahh tek tek sayma bahsi ne de tatlı hissettiriyor...
Açıklamalı Delailü'l Hayrat
Açıklamalı Delailü'l Hayrat
Reklam
Delâilü'l-hayrât'dan..
Allah’ım! Sen’in için inkârsız, inatsız bir şekilde yapılan kâmil bir secde esnasındaki kalbin huşu hürmetine ey Efendim! Sen’in azametin hürmetine ya Allah! Ya Celil! Ahdine Sen’in kadar vefa gösteren yoktur. Azametli ve şerefli Arş’ına kadar nurlarla kaplı olan Kürsin hürmetine! Semaları yaratmadan evvel Arş’ının altında mevcut olan varlıklar hürmetine! Gök gürlemeleri ve bununla vazifeli melekler hürmetine! Sana böyle yalvarıyorum, zira Sen hiçbir şeye benzemeyen bir ilahsın. Sen ancak tevhid ile tanınırsın! Beni; Sen’i seven, Sen’in tarafından sevilen, Yüce Zat’ına yaklaştırdığın, Sen’i tanıyan ve Sana âşık olan kullarından eyle! Ya Allah! Ya Allah! Ya Allah! Ya Allah! Ya Allah! Ya Allah! Ya Allah! Ya Allah! Ya Vedüd!
Azim bir Salâvati Şerife
SALATEN TÜNCİNA İbni Fakihani "Fecri Münir" isimli kitabında özetle şu olayı nakleder: Maneviyat büyüklerinden Ebu Musa, fırtınalı bir havada gemide imiş. Müthiş bir fırtına gemiyi batırmaya ramak kaldığı sırada Peygamber Efendimize iltica etmiş: Ya Resulallah, gemimiz batacak, içindeki bunca masumlar suya gark olup ölecekler. Lütfen bize bir kurtuluş çaresi göster!.. O sırada kulağına şöyle bir hitap vaki olmuş: Ey Ebu Musa! Tüncina duasını okuyun! Yani, kurtaran duayı okuyun, kurtaran duayı... Demiş ki: Ya Resulallah, bu Tüncina duası hangisidir, biz bilmiyoruz? Efendimiz (asm) bugün namazlardan sonra okumakta olduğunuz (Salaten Tüncina)'yı okumuş, bunu okuyun, diye tenbih buyurmuş. Gemideki yolcular hep birlikte bunu Ebu Musa'dan öğrenip okumuşlar, fırtına dinmiş, sağ salim karaya ayak basmışlar. Bu duanın bu gibi özelliklerinden doalayıdır ki bizim de hudutlarımızda düşman tehlikesi belirince, eli silah tutan askerlerimiz hudut boylarına gidip maddi silahıyla karşı koyarken, içerde seccadesi başındaki müminler de hep bu kurtaran duayı okumuşlardır. Maddi silah yanında manevi silahla da düşmanı sınırlarımızdan kovmuşlardır. Faslı Davut Efendinin yazdığı "Delailü'l-Hayrat"ta da geçen bu salavatı şerife için Bediüzzaman Hz. "Bir çok aktabların okumakta titizlik gösterdiği salavat." diye bahseder. t.me/duaarsivi
"Hastayım, derdim var, çocuğum laf dinlemiyor, geçim sıkıntısı çekiyorum diyorsan Delâilü'l-Hayrât oku. Delâilü'l-Hayrât Salavât-ı Şerîfe ile dolu, Salavât okumak tüm düğümleri çözer..." "Kim namazım yüzde yüz kabûl olur diyebilir? Kim orucuna, zikrine, umresine, haccına garanti verebilir. Ne diyor; iki Salavât-ı Şerîf arasında kalan duâ geri çevrilmeyecektir." "Kimse günâhsız değil, hepimizin duâya ihtiyacı var. Rasûlüllâh sallâllâhu aleyhi ve sellem ne diyor? Benden duâ almak isteyen, affedilmek isteyen, istiğfar isteyen Salavât-ı Şerîfe ile meşgûl olsun diyor." | Cübbeli
Ahmet Mahmut Ünlü
Ahmet Mahmut Ünlü
Hocaefendi #HaftanınSohbeti