Sevgi...
Allahım!... Ağaç ve yaprakları, kuru çamur ve ağırlıklarınca Efendimiz Muhammed'e salât eyle...
Açıklamalı Delailü'l Hayrat
Açıklamalı Delailü'l Hayrat
Ne zaman içim sevgi hissinin coşkusuyla dolsa, ne zaman o sevgi coşkusunu iliklerime değin yaşamak istesem Delâilü'l- Hayrât'ta buluyorum rûhumu... 'Kuru çamur ve ağırlıklarınca...' Böyle detâylarda çağıldıyor rûhum, sevgi âh sevgi, işte bu yââ sevgi.... İliklerine değin tâne tâne yaşamak, görmek, bilmek, hissetmek.... Hiçbir zerresini isrâf etmemek.... Sevginin o sonsuzluğuna daldığında kalbin sevgiden bir süre sakinleşememesi hissi, öyle güzel, öyle derin, öyle başka ki, tam o lahzâ da sevgi haykırışları hissi... Sonra sessizce sakinleşivermek....
Merhum, sülüs ve nesihle sayısız meşk, kıt'a (buna bir örnek: s. 270'dedir), hilye, murakkaa, evrâd-ı şerîf, delâilü'l-hayrât ve levhalar yazmıştır. Çok süratli yazdığını, tashihle uğraşmadığını talebesinden Necmeddin Okyay hocamız naklettiler. Hatta bu hususta, onun takdirkârlarından meşhur Hattat Sâmi Efendi, birgün demiş ki: "Arif, topuğunu kāidesine tıktı mıydı Rabbıyessir'den başlar, murakkaanın sonuna geldiğinde daha Rabbiyessir'in mürekkebi kurumamıştır! Ama, arada vav'ın gözü kapalı olmuş, herifin umurunda mı? Hacı Arif'e yazıda o kadar meleke gelmiştir ki, uyurken bile yazabilir". Hakikaten. bir hafta. Necmeddin Üstada, sin-lâm harfini çıkarırken gözleri kapanmış, uyumuş. Biraz sonra uyanıp yazıya devam etmiş... Ertesi hafta yazdığı o harfleri görünce, Rumeli şîvesiyle: "A be baksana bana, niye uyandırmadın beni!" diyerek yazısını uyku hâlinde yazdığını anlamış!
Sayfa 42
Reklam
Delâilü'l-hayrât'dan..
Allah’ım! Sen’in için inkârsız, inatsız bir şekilde yapılan kâmil bir secde esnasındaki kalbin huşu hürmetine ey Efendim! Sen’in azametin hürmetine ya Allah! Ya Celil! Ahdine Sen’in kadar vefa gösteren yoktur. Azametli ve şerefli Arş’ına kadar nurlarla kaplı olan Kürsin hürmetine! Semaları yaratmadan evvel Arş’ının altında mevcut olan varlıklar hürmetine! Gök gürlemeleri ve bununla vazifeli melekler hürmetine! Sana böyle yalvarıyorum, zira Sen hiçbir şeye benzemeyen bir ilahsın. Sen ancak tevhid ile tanınırsın! Beni; Sen’i seven, Sen’in tarafından sevilen, Yüce Zat’ına yaklaştırdığın, Sen’i tanıyan ve Sana âşık olan kullarından eyle! Ya Allah! Ya Allah! Ya Allah! Ya Allah! Ya Allah! Ya Allah! Ya Allah! Ya Allah! Ya Vedüd!
Allahım! Efendimiz Muhammed ﷺ 'e bildiklerin sayısınca, bildiklerinin ağırlığınca ve dolusunca ve kelimelerinin adedince salât eyle...
Allah'ım! Şüphesiz ben senin bildiğin şeylerin en güzeline yapışmak yine senin kötü olarak bildiğin şeyleri terk etmek istiyorum.
Sayfa 69 - Semerkand yayınlarıKitabı okudu
Hil: Kâbe'nin dışı ile mîkat mahalli arası. Harem: Kâbenin içi ve civarı. Meş'ar-i Harâm: Müzdelife-Arafat ile Mina arası kutsal yer. Beyt-i Harâm: Kâbe-i Mükerreme. Rükn: Kâbe'nin doğusunda Hacerülesved'in bulunduğu yer. Makam: İbrahim'in (as) Kâbe'yi yaparken üzerine bastığı taşın bulunduğu yer (mütercim).
Reklam
188 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.