Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.14
Hakan Günday'ın ilk Az kitabını okumuştum, yarıda bıraktım.Bir cümleyle kan donduran bir kitaptı Derdâ'nın yaşadıklarını zor okumuştum daha kötü bi hayat olamaz diye düşünüyordum ki Derda'nın hayatını da görünce devam edemedim.Azil Az'dan çok farklıydı bence.Kitabı elime aldığımda sadece mektup kısmını okumuştum o bile merak uyandırdı.Gayet sürükleyici ama anlatımı biraz karışık çünkü neyin hayali neyin gerçek olduğu anlaşılmıyor.Kitabın dili değil de Asil çok karışık biri bazen bir dehayken bazen deli davranışları sergiliyor o kadar okunan kitaplar yazarken bir çift stan smith için adam öldürmeye kalkıyor.Kitapta anlayamadığım yerler oldu kafasındaki Asil onu bıraktığında , yokavarını tamamlayamayacağını anladığı zaman deniz kenarında içip sızıyordu uyandığında kitabın başındaki Asil vardı annesini ve babasını öldürmek isteyen sevdiği kadın öldüğü için intihar etmek isteyen neden başa döndüğünü anlamadım bazen gidip geliyordu deha Asil ve hiçbir şey anlamayan Asil arasında o zamanlardan biri olmuş olabilir.Kitabın sonunda bir de Asil'in ağladıktan sonra göz rengi değişip kahve oluyordu, Yahya'nın da gözleri de iki farklı renk oluyordu. göz renginin neye göre neden değiştiğini anlayamadım.Şefika için medyumluk yaptığı zaman da bir gözü kahve oluyordu bi anlamı vardır muhtemelen ben anlayamadım.Kitap hakkında konuşmak isteyen olursa sevinirim
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Okuduğum en tuhaf kitaplardan biriydi diyebilirim. Hayata, olaylara farklı ve tutarlı bir bakış açısıyla bakıyor. Ne yalan söyleyim, hak vermedim değil. Gerçekten delilik hayatımızın her alanında var ve biz bu delilik sayesinde yaşama tutunabiliyoruz. Bunu daha önce hiç fark etmemiştim.
Yunan edebiyatı, antik yunan tanrıları, hristiyanlık, azizler ve ortaçağ kültürüyle ilgili birçok değinme göreceksiniz. kitabı okumadan önce bunlarla ilgili bilgi sahibi olabilirseniz daha faydalı olacaktır. Yine de altyazılarda yeterli olabilir tabi.
Dincilerde (dikkat edin gerçek dindarları kastetmiyorum, dini sömürenleri kastediyorum) bu kitaptan oldukça nasibini almış görünüyor.
Sadece bilgelik hakkındaki eleştirileri biraz fazla abartılı buldum. Ama anladığım kadarıyla hakiki bilgelerin delilik sınırlarında gezinmekte hiç bir sakınca görmediklerini, bilge geçinenlerinse bizi kasvete boğmaktan başka birşey yapmadıklarını anlatmaya çalışmış yazar. Kısacası deli olunmadan veli olunmazmış :)
Kesinlikle farklı bir bakış açısı kazanmanız için okumanız ve kütüphanenize eklemeniz gereken bir eser olarak tavsiye ediyorum.
iyi okumalar
Okuduğum en tuhaf kitaplardan biriydi diyebilirim. Hayata, olaylara farklı ve tutarlı bir bakış açısıyla bakıyor. Ne yalan söyleyim, hak vermedim değil. Gerçekten delilik hayatımızın her alanında var ve biz bu delilik sayesinde yaşama tutunabiliyoruz. Bunu daha önce hiç fark etmemiştim.
Yunan edebiyatı, antik yunan tanrıları, hristiyanlık, azizler ve ortaçağ kültürüyle ilgili birçok değinme göreceksiniz. kitabı okumadan önce bunlarla ilgili bilgi sahibi olabilirseniz daha faydalı olacaktır. Yine de altyazılarda yeterli olabilir tabi.
Dincilerde (dikkat edin gerçek dindarları kastetmiyorum, dini sömürenleri kastediyorum) bu kitaptan oldukça nasibini almış görünüyor.
Sadece bilgelik hakkındaki eleştirileri biraz fazla abartılı buldum. Ama anladığım kadarıyla hakiki bilgelerin delilik sınırlarında gezinmekte hiç bir sakınca görmediklerini, bilge geçinenlerinse bizi kasvete boğmaktan başka birşey yapmadıklarını anlatmaya çalışmış yazar. Kısacası deli olunmadan veli olunmazmış :)
Kesinlikle farklı bir bakış açısı kazanmanız için okumanız ve kütüphanenize eklemeniz gereken bir eser olarak tavsiye ediyorum.
iyi okumalar
·
Puan vermedi
.
Beş Sevim Apartmanı, Doktor Samimi’nin yalnızlığı ve terk edilmişliğinden yola çıkarak beş kişinin yaşam öyküsüne tanık olduğumuz cinli perili bir roman . Bu apartmanın ,daha doğrusu romanın sakinleri toplumun en küçük parçası olan ailenin delirttiği kişilerden seçilmiş .
.
Doktor Samimi , bir sebepten uzaklaştığı cin ve peri arkadaşlarının var olmadığını ispatlamak için oluşturduğu bu çok katmalı düzenekte amacına ulaşmış mıdır ? Orası okuyucuya kalsın :) Yazarın amacı elbette cin ve perilerle fantastik dünyaya okuyucuyu dahil etmek olabileceği gibi terk edilmiş ,istismara ve ihmale uğramış kişilerin deli diye adlandırılmadan önce neler yaşadığını görmemizi istemesi de olabilir .
Ben çok çok beğendim ,rüyama girmez diyorsanız okuyun :)
GERÇEKLİĞE YAKILAN MUM: DÖRT KÖŞELİ ÜÇGEN
kitaphaber.com.tr/gerceklige-yaki...
"Sorgulanmayan bir yaşam, yaşanmaya değer değildir."
Platon
Salah Birsel'in şaşkınlık denizinde kulaç attığı bir metin Dört Köşeli Üçgen. Yazıldığı dönem göz önüne alındığında ise epey cesurca bir dil ve tema ile karşı karşıya buluyor okur
Boş Yere Azap Çekmeyin, bir DERMAN İçin!
Nasıl başlayacağımı, duygularımı hangi kelimelerle daha iyi nasıl ifade edebileceğimi bilmiyorum. Duygularım, zihnim karmakarışık bir şekilde kitabın etkisi hala sürerken hakkında bir şeyler söylemek istiyorum sadece.
Kitaba başlamadan önce bu kadar etkilenebileceğimi bilmiyordum. Çok eskilerden hatırladığım bazı yorumlar vardı: Oğuz
