Eğri doğrunun yerini alır, yayılır.
Bunlar gevelenir, yorulmadan öğretilir,
Başka kim ister delilerle uğraşmayı?
Alışkanlık sonucu inanılır duyulan kimi söze,
İnsan, böylece, düşünce ürettiğini sanır.
Nazizm Alman emperyalizminin bir ifadesiydi. Hitler’in, Slav Untermenschen (“aşağı insanlar”) aleyhine Lebenstraum (“yaşam alanı”) talep etmesi, Alman kapitalizminin Orta ve Doğu Avrupa’da sergilediği geleneksel emperyalist özlemleri akla getiriyordu. I. Dünya Savaşı sırasında Alman liderler, toprakları Baltık’tan Boğaziçi’ne kadar uzanan ve oradan da İran Körfezi’ne kadar nüfuz alana sahip olan devasa bir imparatorluğun (Mitteleuropa –“Orta Avrupa”) hayalini kuruyorlardı. 1930’larda Hitler bu özlemleri diriltip daha da büyüttü. Irkçı bir psikopat ve totaliter bir diktatördü ama sırf küresel hâkimiyet için bir dünya savaşına girmeyi kafasına koymuş değildi. Dış politikası, Alman kapitalizminin uzun vadeli çıkarlarının bir yansımasıydı.
Ama önce şunu anlamanızı istiyorum: Çok ciddi bazı patolojik vakalar dışında, insanlar yanlızca günlük yaşamın tekdüzeliğinden kurtulmak amacıyla delirirler. Anlıyor musunuz?