Üzerinden hak, adalet silindi Hayâ zırhı delik delik delindi Bu zelil duruma nasıl gelindi? Oy güzel vatanım, oy Anadolu.. Abdurrahim Karakoç
İtiraf etmeliyim ki, aziz okur, benim ömrüm, her birini gebertmek istediğim insanlarla aramdaki buzdağlarını eritmeye çalışmakla geçiyor. Mesela zenginlerden nefret ediyorum, ne yapayım, elimde değil. O restoran sürüngenleri, fiyaka kumkumaları, yapmacık kasvetin mıymıntı bekçileri, ticari bir şiveyle konuşan zehirli papağanlar, hileli bir neşe içinde geviş getiren bunak vampirler, modanın ipiyle kuyuya inen kibirli cambazlar, tatile gebe fırlamalar, alaturka bir sadizmle zıvanadan çıkanlar, alafranga bir mazoşizmle yılışıklaşanlar… Hepsine teker teker Kolombiya kravatı takmak istiyorum! [Kolombiya kravatı: Meksika mafyasının uyguladığı bir cezalandırma biçimi: Kurbanın gırtlağına bir delik açılır ve dili bu delikten sarkıtılır.] Düblörün Dilemması, Murat Menteş
Reklam
Ceviz kurdu, gireceği kadar bir delik açarak cevizin içine girer. Cevizin içi insan beynine benzer, başlar onu yemeye. Buraya kadarı normal. Yedikçe şişmanlar. Karnı büyür. Yeterince yükünü tutup doyunca gitmek ister ama girdiği delikten çıkamaz. Daha da kötü olanı; içi yenilen ceviz de kurumuş ve sertleşmiştir, o deliği genişletmek artık imkansızdır. Kurtçuk oturup bakar, delikten geçip çıkmak için tek çaresi vardır: Zayıflamayı beklemek. Aç kaldıkça zayıflar, eski cılız haline döner. Ve bir gün çıkar. Ama çıktığında mevsim bitmiş, ortada aç ve cılız bir kurtçuk ile bir içsiz ceviz kalmıştır. Kimi insanlardaki hırs da ceviz kurduna benzer. O hırsı yenip, artık yeter, dediğinde baharlar ve yazlar bitmiş olur. Geriye sadece, ömrünün sonbaharı ve belki de çeşitli hastalıklar, ilaçlar ve diyetler ile geçirmek zorunda kalacağı, koskoca bir kara kış kalmış olur..
"İntihar, akla düşen bir damla asittir. Onunla yıkanmasını bilmeyen delik deşik olur ve erir. Bu yüzden intiharın eşiğinden dönen yoktur.
Annem delik deşikti, tıpkı evimiz, giyisilerim, pabuçlarım gibi…🦋
ah ne çok özledim seni, bir bilsen ah, bir görsen. sonbaharlarım gelir, o yaprak hiç düşmez. hepsi bitti, hepsi bitti... hepsi kaybolan günlerdi. bir yalnız sen, bir yalnız ben, bizi ne nasıl tüketti ki. belki unuturuz onu, rüm kasımdan kalma çiçekler gibi. arasına koyarız şarkı yazdığımız, kırık hayaller saklı defterin. belki de saklarız onu, kalbimizde bir delik açar gibi. belki denize ulaşır, içimizdeki nehirler bir gün, yine yazı bekleriz...
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.