1939'da Oluş dergisinde Tecer'in şu açıklamasıyla basılmıştır: "Deli kız, eğer sağsa, şimdi otuz beş yaşlarındadır. Seferberlikte bir gün nişanlısını, o da henüz toy bir delikanlı iken alıp götürdüler. Bir daha köyüne dönmedi. Kızcağız yıllarca onun yolunu bekledi, hâlâ da beklemektedir. Kara sevda, onu öyle tutmuş ki artık gözüne hiçbir şey görünmüyor. Baş açık, saçlar darmadağın, omuzlar, dizler yırtık, köyün bir başından bir başına gezdiği, hele yüksek noktaları, kayabaşını, harman yerini çok sevdiği görülür. Bazen elini kaşlarına tutar ve gözlerine siper ederek uzakları kollar.
Köyde herkes ona "Deli.kız" diye seslenir, fakat o bundan incinmez.
Başıboş güler ve gezer. Onun bir türküsü vardır ki sözleri de, nağmeleri de kendisine aittir. Hiçbir zaman tamamını birden işitmek kabil değildir. Çünkü bir tek bendini okur okumaz gözleri dolar ve içini çeke çeke kendini tenhalara, kuytulara saklar.
Ömrümde iki kere Delikız'ın köyüne uğradım. Gerek kendi duyduğum, gerek köylülerden topladıkları sözlerle bu türküyü bütünlemek istedim. Ancak malıdut bir parçasını çıkarabildim. Fakat bu kırık dökük eksik sözleri olduğu gibi vermek de mümkün değildi, çünkü tuhaf bir diyalekti andırıyordu. Köylülerin yardımı ile sözle rin manalarını tespit etmek suretiyle bu türküyü aşağıdaki şekilde edebi dile çevirdim."