Köpeklerden hiçbiri sağ kalmamıştı, kampın yakınında alelacele inşa edilmiş kardan ağılları neredeyse yerle bir olmuştu. Bunu rüzgâr da yapmış olabilirdi ama, ağılın kampa bakan ve rüzgâr almayan tarafındaki büyükçe gedik, çılgına dönmüş hayvanların kendilerini dışarı atmış ve duvarı parçalamış olduklarını düşündürüyordu. Kızakların üçü de görünürlerde yoktu; bunu, rüzgârın onları önüne katıp bilinmeyen bir yerlere sürüklemiş olabileceği şeklinde açıklamaya çalıştık.
Bilim ve Kurgu
Bugünkü biyoloji biliminin yeniden gözden geçirilmesi gerekecekti; çünkü bu şey, bilimin bildiği hiçbir hücre-büyümesinin ürünü değildi. Mineral yenilenmesi diye bir şey neredeyse yoktu ve aradan geçen belki de kırk milyon yıla karşın iç organları olduğu gibi duruyordu. Deriye benzer görünüm, bozulmazlık ve çürümezlik bu Şey’in yapısal bir özelliğiydi ve omurgasızların Paleojen devirde geçirdikleri, bizim tahmin sınırlarımızı fersah fersah aşan olağanüstü bir evrimin sonucu olmalıydı.
Reklam
"rüzgarın ritmi bazen notaları geniş yelpazeli, benim bilinçaltımdaki hatıralarla ilgili bir çağrışım yüzünden tedirgin edici, hatta gizliden gizliye korkunç bulduğum çılgın ve yarı bilinçli bir müziği andırıyordu. Manzarayla ilgili bir şey, bana Nicholas Roerich'in insanı tedirgin eden garip Asya tablolarını ve deli Arap Abdul Alhazred'in dehşetli Necranomicon'unda sözü geçen, kötü hikayesi anlatılan Leng platosunun daha da sinir bozucu ve garip betimlemelerini anımsatıyordu."
İthaki YayınlarıKitabı okuyor
"Sanki bulanık bir dünyada veya zamansız bir boyutta ne sebep sonuç ilişkisi ne de yön hissi olmaksızın uçuyormuş gibiydik..."
Oyma haritalardan birine göre o zamanlar bütün gezegen sularla kaplıydı ve çağlar geçtikçe taş kentler Güney Kutbu’ndan uzak bölgelere doğru yayılmıştı. Başka bir harita Güney Kutbu civarında büyük bir kara parçasını gösteriyordu; asıl merkezlerini karaya yakın sığ sulara taşıyan yaratıklar besbelli ki karaya yerleşme denemeleri yapmışlardı.
Bir ışınlıya benziyordu ama belli ki ışınlıdan daha ileri bir şeydi. Kısmen bitkiydi, ama dörtte üçü temel olarak hayvan yapısındaydı. Deniz kökenli olduğunu, simetrik hatları ve diğer bazı özellikleri açıkça gösteriyordu; ama yine de, sonradan sağladığı uyumun sınırları tam olarak söylenemezdi. Sözgelimi kanatları, uçtuğunun güçlü bir göstergesiydi. Yeni
Reklam
839 öğeden 851 ile 839 arasındakiler gösteriliyor.