Uçurumun kenarındaki bir yolda yürürken düşme korkusunu ve uçurumun baş döndürücülüğünü hissederiz. Ama bu duygunun bir bölümü, bizi aynı zamanda hem uçurumun kıyısına çeken, hem de geri iten garip bir itkiden ileri gelir. Kierkegaard'a göre, bu bizim kendimizi atabileceğimizin farkında olmamızdan elimizin altındaki bu özgürlüğün korkusundan gelir. Burada biz de dehşeti yaşarız: Normalliğimizin altındaki deliliği ve terörü.