Bu dünyayı "Küçük Kara Balık"lar kurtaracak!
Samed Behrengi; Azeri asıllı İranlı bir öğretmen, sosyal eleştirmen, halk bilimci, çevirmen ve kısa öykü yazarıdır.
Cehaleti, yoksulluğu, adaletsizliği, ayrımcılığı ve özgürlük eksikliğini ortadan kaldırmak için toplumda köklü değişikliklere inanan ve bu yönde çocuk kitapları, kısa öyküler yazan Samed Behrengi'nin belki de en çok bilinen kitabıdır
Küçük Kara Balık .
Yazar; Adalet, sorgulama, eşitlik ve değişim gibi temaları başarıyla işlemiş. Verdiği mesajlar yönüyle çocuk kitabından öte bir kitap, gençler ve yetişkinler için kılavuz niteliğinde.
Çok güçlü didaktik bir hikaye...
Toplum olarak ne kadar çok ihtiyacımız var sormaya, sorgulamaya, öğrenilmiş çaresizlikten, içinde bulunduğumuz âcizlikten kurtulmaya...
İnsan düşünebildiği kadardır, sorgulayabildiği kadar.
İyi okumalar
Küçük Kara BalıkSamed Behrengi · Kırmızı Kedi Yayınları · 201930,9bin okunma
Merhabalardan bir demet. Spoi ve Gilleri bulunmamaktadır.
Bir okurdan da görüp uyguladığım gibi önce yazarı araştırır, okur, tanıyabildiğim kadar tanırım...
- Biz şairi biliyoruz sen kitaba geç.
Baaalım ne kadar tanıyorsun. Çay kahve al istersen, biraz uzun. Dikkat et çenen çıkmasın, çünkü çok şaşıracaksın. Ööle şaşıracaksın yani.
Eğitim,
Tuna'nın Türküsü Üzerine
Merhum Yahya Kemal, ‘Türk’ün gönlünde bir dağ varsa Balkan, bir nehir varsa Tuna’dır’ der. Büyük ölçüde öyledir. Halbuki o mübarek Tuna, bizim sınırımızda değil artık. Tuna Nehrinin akmam, etrafımı yıkmam dediği o 93 Harbinde kaybettik oraları…
Tamam, coğrafi/siyasi sınırlarımız içinde değil ama gönül coğrafyamızın her
Yazarlık ve yazarlar kıymetlidir gönlümde. Karşılıklı takipleştiğim Mehmet Bey'in yazar olduğunu ve kitaplarının olduğunu öğrenince mutlu oldum, gururlandım beni bir yazar takip ediyor diye. Elbetteki kitabını okuyacaktım ve temin ettim. Bir kapakta birleşmiş iki romandı aldığım; "Tuna'nın Türküsü" ve "Bir Gün".
Tuna'nın
Diğerlerine görünüşü ile benzeyen ama ruhu farklı olan kara balığın masalsı serüveni..
Annesi ile bir ırmakta yaşayan küçük kara balık..Gece uykuları kaçtığında suyun yüzeyine çıkıp parıldayan Ay işe sohbet etmeyi merak eden ama annesinin korumacılık kalkanına takılıp kuyruğundan diplerdeki yosunlara geri çekilen Küçük Kara Balık..
Yazık Türk milletine. Yüzyıllarca zahmet çeksin, kan döksün, vergi versin, sonra onun münevver bilginleri, toplayıcı ve kurtarıcı formülleri bulacakları yerde onu parçalasın...
Yazık... Yazık...
Tuna'nın türküsü
Tuna'nın türküsünü herkes dinlemeli, sadece tam olarak neresi olduğunu bilmeyen -nedendir bilmem araştırma merakı bile olmayan- ama dedelerim oradan göçmüş diyenler değil. Bakın Tuna'nın, balkanların yeri ben de başkadır ki bence herkeste olmalı sadece tarih biliminin ve geçmiş yılların tozlu sayfalarında unutamayız Tuna'yı,
Bu kitapta güvercinlerin yardım ettiği bir kel oğlan var keçisi ve güvercinleri ona yardım ediyor bu durum bana ebabil kuşlarını hatırlattı. İmkansız bir aşka tutulmuş iki gencin ibretlik hikayesinden oluşuyor eser. Kel oğlan zenginden çalıyor ve fakirlere dağıtıyor bunuda kendince işçilerin hakkını iş verenlerin yeterince vermemesine bağlıyor. bu durumda bana Robin Hood u hatırlattı. Kitapta böyle çok hatırlatma var. köle azat etmek herkesin bir yaşam seçme hakkı olduğu gibi anlatımlar ana fikirler var kitapta. Ben beğenerek okudum. Tavsiye ederim herkese.
Kel GüvercinciSamed Behrengi · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2017425 okunma
Kitabı küçükken okumuştum inceleme yapan birinde görünce paylaşmadan edemedim o zamanlar baya etkisinde kalmıştım yaptığı kahramanlıklar ve yaşadığı olaylar kısmen aklımda ama bugün başka bir incelemede okuduklarımla şok oldum meğer ne kitapmış! İran'da hala yasak ve bir zaman ülkemizde bile yasaklanmış olması gerçekten çok şaşırtıcı, en yakın zamanda tekrardan okumayı düşünüyorum..
Keyifli okumalar...
Küçük Kara BalıkSamed Behrengi · Kırmızı Kedi Yayınları · 201930,9bin okunma
Adam yayınları, Nazım Hikmet'in, korunmuş, sağlığında basılmamış ya da özensiz basılmış olan yapıtlarını, müsveddelerini, durumlara, türlere göre değerlendirmelere giderek, sanatçının özelliklerini, kendine özgü kullanımlarını gölgelemeden, yanlışlık, karışıklık, ve tutarsızlıkların giderilmesini sağlayarak toplu yapıtlar derlemesini sunmuştur.
❝Türbeye vardığımız zaman, orada bizi küçük bir grubun beklediğini gördük. Bunlar, ATSIZ’ın kardeşi Necdet Sançar ve hanımı Reşide Sançar, ATSIZ’ın hanımı Bedriye ATSIZ ve o sırada galiba Diyarbakır’da lise öğretmeni olan Kırzıoğlu Fahrettin Beydi. Biraz vakit geçince İsmail Hâmi Dânişmend de geldi.❞ Fatih’in türbesini temizlemek için gelmişlerdi. Türbedar bir süre direnmiş, sonra İsmail Hâmi’nin ❝otoriter ve tehditkâr❞ tavrı karşısında kapıyı açmak zorunda kalmıştı. ❝Hep birlikte içeri girdik. Önce burnumuza bir küf ve pas kokusu çarptı. Loşluğa ve bu tuhaf kokuya bir süre sonra alıştık. Anlaşılan İsmail Hâmi ile ATSIZ önceden konuşmuş, gerekli tertibi almışlardı. Bedriye ATSIZ’ın yanında elektrik süpürgesinden bez parçalarına, küçük süpürgelerden parlatıcı maddelere kadar gerekli er şey vardı… Kolları sıvadık. Kimimiz süpürme, kimimiz toz alma, kimimiz parlatma, cilalama işlerini üzerimize aldık. Yılların tozu pası birikmişti. Sildikçe çıkıyor, bir türlü temizlenmek bilmiyordu… Sandukaların örtüsü yırtılmış, kirlenmiş, solmuştu. Sanduka çevresindeki parmaklıklar eskimiş, dökülmüş, paslanmıştı. Örtünün ölçüleri alındı, civardan bir usta getirildi, parmaklıkların tamiri için anlaşmaya varıldı… O yaz akşamın alaca karanlığı perde perde inerken türbeden çıktık. Fatih’e kadar yürüdük. Orada ayrıldık.❞ (Deliorman 220:53-55) ~ S. 133-134 ~
Sayfa 134 - Panama Yayıncılık - 2. Baskı Ocak 2019