Birkaç ay önce de bir iktidar partisi milletvekili dostum aynı olayın kendi başından geçtiğini, kürtaj olmayı kabul etmediklerini ve çocuklarının sağlıklı bir şekilde doğduğunu ve şimdi 4 yaşında olduğunu anlatmıştı. İnternette kısa bir tarama yaptığınızda bu konuda inanılmaz haberler olduğu görülür. Biz, biri Almanya'dan, diğeri ise Türkiye'den iki olay nakledelim Ancak bundan önce bu durumun Çin gibi ülkelerde çok daha vahim olduğunu, hastaneye giden birçok annenin bırakınız kürtaj iznini, bebeklerinin yanı sıra, rahimlerinin bile alındığını belirtelim. Almanya'nın Dortmund kentinde yaşayan 23 yaşındaki D.G. başından geçenleri şöyle aktarıyor: "St. Johannes Kadın Has talıkları Doğum Kliniği'ndeki doktorlar, sağlam bebeğimi ölü diye almaya çalıştılar. Hastanede iki gün boyunca aç ve susuz kontrol altında tutulduk. Kan ve ultrason testleri sonucunda, 4 aylık bebeğimin ana rahminde ölü olduğu söylenerek kür- taj yapılmak istendi. Başhekim Dr. A.B. Witt bana, 'Mucize beklemeye gerek yok, daha gençsiniz. Kağıdı imzalayın, ala- lım' dedi. Bir anda dünyam karardı, eşim yetişmeseydi imzayı atacaktım. ( Sayfanın devamında zihinsel engelli denilerek kurtaj yapılmak istenen bebeğin sapasağlam doğduğu haberi var.)
Sayfa 402Kitabı okudu
Hani o genç yiğitler mağaraya sığınıp: “Ey Rabbimiz! Bize tarafından bir rahmet ver ve işimizde bizim için bir kurtuluş yolu (ve başarı) hazırla.” demişlerdi. Bunun üzerine mağarada, nice yıllar onların kulaklarına (perde) vurduk (derin uykuya daldırdık). [bk. 18/25] Sonra (uykuda ne kadar kaldıkları hakkında ihtilaf eden) iki taraftan hangisinin süreyi daha iyi hesap ettiğini belirtelim diye onları uyandırdık. Biz sana (şimdi) onların haberlerini doğru olarak anlatıyoruz: Doğrusu onlar Rablerine inanmış birtakım genç yiğitlerdi. Biz de onların hidayetini (iman güçlerini) artırmıştık. Onların kalplerini (sebat ve metanetle hakka) bağlamıştık da o zaman (putlara/put heykellere tapmayı reddederek, kral Dekyanus’un önünde takiyye yapmayarak)[3] ayağa kalkıp: “Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O’ndan başkasına asla ilâh diye yalvarmayız. (Onun sözünü Rabbimiz Allah’ın sözünden üstün tutmayız. Böyle yapmazsak) o zaman haktan uzak, (pek saçma) bir söz söylemiş oluruz.” dediler.
Reklam
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
"Kendilik" ve "Benlik" Arasındaki Temel Ayrım
"Kendilik" ve "Benlik" Arasındaki Temel Ayrım Vedanta'nın beşer varlığına dair öğretisini layıkıyla kavrayabilmek için, her­ Vşeyden önce, (sadece insanla sınırlanmayıp) bizatihi Varlığın ilkesi olan "kendilik" ve cüz'f (individuel) "benlik" arasındaki ayrımın mümkün olduğu kadar berrak bir şekilde
II. Meşrutiyet dönemi içinde, gerek ıslah-ı huruf, gerek hurûf-i munfasıla girişimleri karşısında yazar Hüseyin Cahit (Yalçın), İçtihad dergisi sahibi Dr. Abdullah Cevdet, gazeteci Celâl Nuri (lleri), Itikadat- Bâtılıya İlân-ı Harp adlı kitabın yazarı Kılıçzade Hakkı gibi aydın kişiler, Latin harfleri ve buna dayanan yeni bir Türk alfabesinin
Bizler, bir Kudret Sahibi tarafından dünyaya gönderiliyoruz. Bize binlerce nimet ve ikram sunuluyor. Hayat buluyoruz. Bu hayat makamına ve insanlık derecesine gelmek için minarenin basamakları gibi birçok hayat basamağından geçiyoruz. En büyük, en yüce makam olan insanlık makamıyla buluşuyoruz. Düşünelim; taş, toprak, ağaç ve yosun olabilirdik.
Reklam
Sevgi, Dürüstlük, Kazıklamak Batılıların ne kadar dürüst olduğundan söz ederler. Esnafı, memuru, çiftçisi.. Almanya’ya işçi olarak giden Anadolu çocuklarının Türkiye’ye ilk dönüşlerinde doymaz bilmek bir iştah ve gayretle anlattıkları hikâyelerin büyük bir bölümünü de, oraların ne kadar temiz muntazam ve insanlarının ne kadar dürüst olduğu
Eşimizi aklımızla ve irademizle arayacağız, lakin yüce Allah'ın bize vereceği karşılığı bulacağımızı unutmayalım. ~~~ ~~~ ~~~ Nasibin irademizle ilişkisi ne? Nasibiniz olacak o saygıdeğer sevdiğinizle hayatınızı birleştir- meye çalıştığınızda, Allah tarafından gelen gizli sebepler yolunuzu kesebilir mi? Bir yandan evliliğimiz dua ve
( Zarif bir Hristiyanlık eleştirisi. )
_Oorroossppuu çocuğu, kahbenin evladı, ciğeri 5 para etmez, domuz ahırında doğan cüzzamlı yahudi piç’i Tanrınız yapmadınız mı? İğrenç şarlatan. Tanrı’yla bir kaltağın düzüşmesinden doğan bu soytarının kanını ve etini, şarap ve ekmek diyerek, meyhane yemeği gibi yiyip bağırsaklarınızdan geçirip, sıçıp tanrıyı boka dönüştürmediniz mi? _Bir boka
_Norveç Krallık Bilimler Demeği tarafından sorulan soru şudur: "İnsan istencinin özgürlüğü, özbilinç yoluyla kanıtlanabilir mi?" _1_Özgürlük ne demektir? _Özgürlük, olumsuz bir kavram olarak çıkar karşımıza. Biz, özgürlük deyince sadece bütün engellerin yokluğunu düşünürüz; bu ise diğer taraftan gücün varlığına işaret etmesiyle olumlu
Reklam
Bugün Türk olmadığını iyi bildiğimiz birileri ‘Şamanizm’ kelimesini daha fazla gündeme taşıyor ve bilgisi az birileri de onlara takılıyor. Sanılanın aksine, bu ikincilerin milliyetçi bir duruşlarının olmadığını belirtelim. Genellikle kozmopolit, dünya vatandaşı bir noktada duruyorlar ve kendilerince gü- nümüz Türk'ünün nasıl biri olması
Sayfa 40 - 41 - 42 - PdfKitabı okudu
Bizleri ve kâinatı büyük bir hikmetle yaratan Cenab-ı Hak, yarattığı hiçbir şeyde eksik, noksan ve adaletsiz bir taraf bi- rakmamıştır. Eşitsiz ve adaletsiz gibi görülen durumların, bil- mediğimiz hikmetleri ve sebepleri vardır veya bazı şeyleri de bizler kendi elimizle bozup adaletsiz hâle getirmişizdir. Şimdi bu sınıfımıza zengin bir adam gelse
(..) Neden bugün bir İmam-ı Gazali, bir Muhyiddin-i Arabî çapında bir düşünür, bilgin ve dehadan Arap topraklarında eser yoktur? Neden Mevlânâ, bir Fuzûl, bir Şeyh Gâlib, bir Nef'î, bir Bakî çapında olmasa bile onun eteklerine ulaşmış bir șair, bir ruh eğiticisi türk ülkesinde boy göstermemektedir? Hâfız'in, Sâdînin, Attar'n ülkesi Iran'daki bu ölüm sessizliğinin sabebi nedir? Bir Imam-ı Rabbâni yetiştirmiş bir Hindistan, neden bugün en çorak bir ruh iklimi halindedir? Hatta son büyüklük hayâlleri gibi görünüp çekilen Ikballer Yahya Kemal'ler ayarında veya onlara yakın düşünür ve şairlerin nesli neden kesilmiştir? Yanlış anlaşılmalara ve aldatıcı demagojilere meydan vermemek için hemen belirtelim ki, biz bu saydığımız eşsiz büyüklerin taklitlerinin veya tıpkisı olmaya çalışanların neden gelmediğiní sormuyoruz. Sorumuzun anlamı neden böylesine büyük zekålar yetiştirmis ülkelerin birdenbire kısırliğa düştügü ve onlardan farklı da olsa onlar gibi yüzylları çehresine derin izler bırakacak dehaların gelmediği.. Bunun göze çarpan ilk ve en yakın sebebi, şüphesiz Batı uygarlığının tesirine girişimiz ve onun doğurduğu fikir, inanç ve duygu köleliğidir...
Her ne kadar eğitim programları çocuk ve gençlerin iradesini tümüyle görmezden gelse de biz enerjimize oranla kendimize değer verdiğimizi ve zayıf bir insana hiçbir konuda güvenemeyeceğimizi hissederiz öte yandan yaptığımız işin irade gücümüz hakkında yaklaşık da olsa bir ölçü sayıldığını bildiğinizden bunun üzerinden değerlendirmeyi umursamayız
Hayat bazen insanları değiştirir demek oluyor, bizi bile. İlk tanıştığımız zamana kıyasla şu anda ikimiz de kendimizin farklı versiyonlarıyız. Bazı bakımlardan tanınmaz haldeyiz hatta. Ama ben senin tüm versiyonlarını seviyorum. Biz ne kadar değişirsek değişelim, sana onu hislerim asla değişmeyecek.
Resim