Kaçağım
Eşkiya aşklar yaşarım durmadan
Kaşla göz dağla uçurum arası konar göçerim
Sürgünlüğümü yurtlanmaz yerleşik sevdalar
Sığsın isterler defnelerim küçücük saksılarına
Yetmez dağbaşlarının teslimiyeti istenir
Ya katlim ya ihanetim
Bilmezler bir başka yol olduğunu
Yani ben eşkiya her yanı pusu
Gözlerindeki dumanlı dağlara
Bosna'da yapılan soykırım romanı. İnsanın, insanlığından nasıl çıkabileceğini, nasıl vahşileşebileceğini anlatan bir roman... Tüm dünyanın gözü önünde yaşanan ve adeta film seyreder gibi seyrettikleri ve modernlikten dem vurulan bir çağda, orta çağın nasıl yaşanabileceğinin bir kanıtı. Okuduğunuz her sayfada biraz daha içinizin burkulduğu, biraz daha içinizin yandığı ve nihayetinde göz yaşlarınıza hakim olamadığınız bir eser...
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Aristatalis'in dem vurduğu gibi, gözün vazifesi sadece "görmek" değil, Hakikat'i görmektir.Hakikat'i gören bir göz, artık başka bir şey göremez. Çünkü o artık, başka bir vazifeyle mükellef değildir ve başka bir gayesi de yoktur.