" Zamana odaklanmaktan 'an'ı yaşamaya fırsat bulamıyoruz ki. Hayatımız ya geleceği planlamakla geçiyor ya geçmişi hatırlamakla. En az yaşadığımız hakikat, 'şu an' ın hakikatidir aslında. Bir kapısı geçmişe, bir kapısı geleceğe açılan 'an'ın ismi ise 'dem'. İçinde önceki ve sonraki zamanın olasılıklarını taşıyor. Bu yüzden dervişler tekrar eder durmadan, 'dem bu demdir dem bu dem'... "
Sayfa 67